Translation of "يبحث" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "يبحث" in a sentence and their turkish translations:

أحدهم يبحث عنك.

Biri seni arıyor.

جاء ذلك الغبيّ يبحث عنّي.

- O idiot beni aramaya geldi.
- O aptal beni aramaya geldi.

كان فاضل يبحث عن أجوبة.

Fadıl cevap arıyordu.

كان الصبي يبحث عن المفتاح المفقود.

Oğlan kayıp anahtarı arıyordu.

هو الآن يبحث عنها في بيتي.

O onu şimdi benim evimde arıyor.

- من بحث وجد.
- من يبحث يجد.

- Arayan bulur.
- Kim ararsa, bulur.

برنامجنا على تويتر يبحث على هاشتاج ServicioPublico#

Twitter botumuz #ServicioPublico etiketini tarıyor.

‫هذا العنكب الأبيض الصياد يبحث عن شريك.‬

Bu beyaz avcı örümcek kendine eş arıyor.

كان عليه أن يبحث عن غرفته بنفسه.

Odasını kendi başına aramak zorundaydı.

كان فاضل يبحث عن الحبّ و الرّفقة.

Fadıl sevgi ve arkadaşlık arıyordu.

إنه ذلك الشيء الذي يبحث عن الرغبة والأحلام.

Arzuların ve hayallerin peşinden koşan bir şey.

يبحث المرشح عن من يدعم ترشيحه، يقدمون المرشح،

aday adaylığı başvurusunda bulunuyor, aday gösteriyorlar

‫أخيرًا، عنكب صياد آخر،‬ ‫لكن ليس ما كان يبحث عنه.‬

Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.

هذه المرة يبحث الرجل عن سبب عدم تمكني من تغيير الماضي

Adam bu sefer geçmişi neden değiştiremedim diye arayışlara giriyor