Examples of using "معروف" in a sentence and their turkish translations:
sebebi ise bilinmiyor
O herkese tanıdıktır.
Huysuz Virjin de namıdiğer Seyfi Dursunoğlu,
orada çünkü yanlış bilinen bir şey var
O, iyi bir piyanist olarak bilinir.
Büyük Kanyon tanınmış bir turistik mekandır.
Benim adım okulumdaki herkesçe bilinir.
Bilinen ve kayıt altına alınan 0.02 saniye Dünya'nın zamanından ileride yaşamaktadır
aslında bilinenin tersine bir durum var ortada
kökenleri batı Libya'daki Misurata şehrine kadar uzanıyor ve tanınmış bir işadamı