Examples of using "محتمل" in a sentence and their turkish translations:
Leyla erkek arkadaşının potansiyel olarak tehlikeli olduğunu anladı.
NB: Muhtemelen, ilk bölüm, mümkün olmaz.
10 bin askeri geride kalıp Hristiyan işgaline karşı tedbir olarak bıraktı.