Translation of "عائلتي" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "عائلتي" in a sentence and their turkish translations:

- أصدقائي عائلتي.
- أصدقائي هم عائلتي

Arkadaşlarım benim ailemdir.

أولاً: عائلتي وأصدقائي.

Öncelikle ailem ve arkadaşlarım.

‫كانت عائلتي تعاني.‬

Ailem acı çekiyordu.

تحبني كل عائلتي.

Bütün ailem tarafından sevilirim.

عائلتي ليست كبيرة.

Ailem çok büyük değildir.

عائلتي تسكن هنا

Benim ailem de burada oturuyor.

إذا كانت عائلتي غنية

Ailem zengin olsaydı

واتانابي هو اسم عائلتي.

Watanabe benim aile adımdır.

أعيش في بيت عائلتي .

Aileme ait olan evde yaşıyorum.

كانت عائلتي تصنع الجبن والزبادي؛

Ailem peynir ve yoğurt üretirdi.

بعيداً عن عائلتي وأصدقائي ومواجهة التحديات.

Fakat ailem, arkadaşlarım ve meydan okumalar dışında

ان كامل عائلتي لها أسماء متقلبة

tüm ailem palindromik isimlere sahip.

كانت تأمل عائلتي انجاب مولود ذكر

Ailem bir erkek çocuk istemişti,

أنا سعيد للغاية لمشاهدته مع عائلتي."

Ailemle izlediğim için memnunum."

عملت عملا شاقا لكي أدعم عائلتي.

Aileme bakmak için çok çalıştım.

والتي هي تأتي بعار أقل على عائلتي.

açısından daha iyi olan ikinci numarayla karşılaştırmak istiyorum.

في عائلتي، نكن حباً خاصاً لاختراعات والدي.

Ailecek, babamın buluşlarına karşı özel bir sevgimiz var.

وكان عليّ اتخاذ تدابير إضافية لحماية عائلتي.

ve ailemi korumak için eksta önlemler almam gerekti.

ولكن عائلتي لم تكن تعرف فِعل ذلك.

Ama ailem bunu yapmayı bilmiyordu.

وأردت أن أكون في البيت مع عائلتي.

ve evde ailemle olmam gerekiyordu.

قررت عدم الذهاب إلى متحفي المفضل مع عائلتي

En sevdiğim müzeye ailemle gitmemeye karar verdim.

أجرى أفراد من عائلتي ثلاث عمليات جراحية بسيطة،

aile bireylerim üç küçük cerrahi müdahale geçirdiler.

- عائلتي مشتركة في جريدة.
- لدى عائلة اشتراك في إحدى الجرائد.

Ailem bir gazeteye abonedir.

لقد شعرت أنني الأقرب الى جدتي أكثر من أي فرد من عائلتي.

Ailemdeki herkes içinde, en çok büyükanneme yakın hissettim.

- أنا أتتطلع لقضاء وقت مع أُسرتي.
- أنا أتتطلع لقضاء وقت مع عائلتي.

Ailemle birlikte zaman geçirmeyi iple çekiyorum.