Translation of "دراسة" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "دراسة" in a sentence and their turkish translations:

وهي دراسة المجرات.

galaksileri araştırmaktan geçer.

أحب دراسة التاريخ.

Tarih çalışmayı severim.

أحبّ دراسة اللّغات.

Ben dil öğrenmekten hoşlanırım.

بعد دراسة هذه الحيلة،

Bu numarayla çalışmalar yaparak

هو دراسة اللغة العربيّة.

Arapça öğrenmekti.

وأظهرت دراسة عام 2010

Bir 2010 yılı çalışması ise

متى بدأتَ دراسة اللغة الانجليزية؟

İngilizce çalışmaya ne zaman başladınız?

لهذا السّبب يريدون دراسة الإنجليزيّة.

İngilizce çalışmak istemelerinin sebebi o.

هذه صورة من دراسة قمنا بتنفيذها

Bu, doktora öğrencisi Micah Edelson tarafından

هذه صورة من دراسة قمنا بإعدادها

Bu gerçekleştirdiğimiz bir araştırmadan,

وذلك كجزء من دراسة علمية مذهلة.

binlerce çocuğun yaşam sürecini takip ediyor.

قامو بتنفيذ دراسة إستقصائية عن الأمهات

Annelerle birlikte bu kapsamlı araştırmayı yürüttüler.

و أخيراً أنهيت دراسة المرحلة الإعدادية.

Sonunda ortaokuldan mezun oldum.

لفهم الدماغ جيداً، نحتاج إلى دراسة الأدمغة.

Beyni anlamak için, elbette, beyinleri araştırmalıyız

"دراسة اللغات الأجنبية في المدرسة مضيعة للوقت،

''Okulda yapabileceğiniz diğer şeylerle karşılaştırınca

ومن ثمّ، ينبغي أن أبدأ دراسة الجيولوجيا.

o zaman muhtemelen jeoloji çalışmaya başlamalıyım.

ولكن دون التشديد على متطلبات دراسة هذه المادة،

fakat lisans ders içeriklerinin gereksinimleri yetersiz,

فقد صدرت دراسة السنة الماضية تؤكد وجود علاقة

Daha geçen yıl yapılan bir araştırma,

وما المغزى من دراسة الحقائق في النظام الدراسي

Aynı okul sisteminin en iyi bilim dalının bize sunduğu

إنها تخدم نفس وظيفة كرة السلة في دراسة الغوريلا.

Goril araştırmasındaki topla aynı amaca hizmet ediyorlar.

عدم التمكن من دراسة كل الخيارات على سبيل المثال،

tüm seçeneklerinizi dikkate almayı

ليس ناشط المناخ شخصًا واحدًا الذي يقرأ كل دراسة

Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan

ماذا تعتقد أفضل طريقة لتشجيع توم علىَ دراسة المزيد؟

Tom'u daha çok çalışmaya teşvik etmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?

لكن هذا الإنفصال سيتطلب منك قضاء سنوات على دراسة ما

Ama bu kopukluk bir çalışmaya yılları adamaya vesile olur.

لا يحتاج توم إلى دراسة الفرنسية، فهو يستطيع تحدثها جيدا.

Tom Fransızca çalışmak zorunda değil. Zaten onu oldukça iyi konuşabiliyor.

بحثت دراسة صينية في ٣١٨ حادثًا لانتشار كوفيد-١٩ في البلاد،

Çin'deki bir akademik çalışma ülkedeki 318 salgını araştırdı.

على الرغم من أنني لم أكن أحب الرياضيات، كان عليِ دراسة اللوغاريتمات.

Matematik sevmememe rağmen logaritma okumak zorunda kaldım.

في ولاية كاليفورنيا، عليك دراسة تربية الأطفال الصّغار كي تعمل في روضة.

Kaliforniya'da, bir çocuk yuvasında çalışmak için erken çocukluk eğitimi almanız gerekir.

حتى ذلك الوقت ، أثناء رسم صور مستقيمة ، كانت هناك دراسة منظورية مع تلك اللوحة.

O döneme kadar dümdüz resimler çizilirken o tabloyla beraber perspektif bir çalışma olmuş

اختار هاوكنغ التركيز على الرياضيات والفيزياء، رافضا بهذا حث والده الطبيب إياه على دراسة الطب.

Tıp öğrenimi yapması için onun doktor babasının teşvikini reddettikten sonra Hawking onun yerine Matematik ve fizik üzerinde konsantre olmayı seçti.