Translation of "بلا" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "بلا" in a sentence and their turkish translations:

بلا شيء.

yeni bir şey sunamadı.

بلا رحمة.

acımasızca.

بلا كلل

durmadan yorulmadan

بلا ميزانية

Bütçesiz bir şekilde

أصبحت بلا فائدة.

Çok nazik bir haldeydim.

قلت نعم بلا تفكير

Üstünde hiç düşünmeden evet dedim

أوروبيون بلا كراهية وكراهية

Avrupalılara kin ve nefret duymadan

إنها بلا شك محقة.

O kesinlikle kusursuzdur.

تغيّب توم بلا إذن.

Tom firar etti.

بدأت أسقط كثيراً بلا تفسير.

sebebi bilinmeyen düşmeler yaşamaya başladım.

بلا ريب فالتين يصبح تيناً

Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,

وبعد عدة ليالِ بلا نوم..

Uykusuz geçen birkaç geceden sonra

وتركت بلا مأوى أو دخل.

ve evsiz ve gelirsiz kaldı.

‫أخيرًا،‬ ‫متنزه حضري بلا إضاءة.‬

Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.

إذا واصلنا هذا بلا مبالاة

Biz hala daha bu umursamaz şekilde devam edersek

‫بقيت بلا حراك وحاولت الاختباء.‬

Kıpırdamadan saklanmaya çalıştı.

ليس هناك حب بلا غيرة.

Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.

المرأة بلا رجل لا شيء.

Bir kadın erkeksiz bir şey değildir.

الكلام مع توم بلا فائدة.

Tom'la konuşmak faydasız.

لذا، أصبحت بلا عمل ولا مال.

Ne bir işim ne de param vardı artık.

‫أم النفق الذي بلا تيار هواء؟‬

hava akımı olmayan tünel mi?

فالرجل بلا جذور هو رجل هائم.

Köklendirilmemiş insan başıboş biridir.

حسنا، ربما التزييف جريمة بلا ضحايا؟

Belki de sahtecilik pek kurbanı olmayan bir suçtur?

دعونا لا نملأ المستشفيات بلا داع

Gereksiz yere hastaneleri doldurmayalım

كنت أكافح للحصول على نوم بلا كوابيس

Kabus görmeden uyumakta zorlanıyordum

هذا يعتبر بلا شك إنجاز عسكري مذهل

Bu şüphesiz tam anlamıyla ustalık içeren hayret verici bir hareket.

‫وكل هذا النشاط...‬ ‫لا يمر بلا ملاحظة.‬

Tüm bu faaliyet de... ...gözlerden kaçmaz.

يعمل مسؤولو وزارة التعليم الوطني بلا هوادة.

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri canhıraş bir şekilde çalışıyorlar.

لا تسأله بلا جدوى . هو لن يجيب

- Boşuna sorma ona. O cevap vermez.
- Ona boş yere sorma, cevap vermeyecek.

ارتكب فاضل أفعالا بلا مبرر باسم الحب.

Fadıl aşk adına anlamsız eylemler gerçekleştirdi.

وأنني كنت بلا منزل ثلاث مرات هذا العام."

ve bu yıl üç kez evsiz kaldığımı öğretmenimin bilmesini istiyorum."

لأنّه كان لدي بعضٌ من الأصدقاءِ بلا آباء

çünkü babası olmayan arkadaşlarım vardı.

تشكلنا من خلال منهج وهو التنافس بلا رحمة.

Çok sert, rekabetçi bir süreç bizi şekillendirdi.

‫لن يتخلى الدب الوحيد عن وجبته بلا قتال.‬

Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.

- اختفى بلا أثر.
- اختفى فلم يُرَ له أثر.

- O, bir iz bırakmadan gözden kayboldu.
- O hiçbir iz bırakmadan kayboldu.

ونحلم بلا خوف عن ما قد تبدو عليه حياتنا.

hayatımızın nasıl olabileceği hakkında korkmadan hayal kurarız.

لأنّه أخذ كل ما أحتاجه من وقتي بلا استعجال

çünkü acele etmemek

‫لا أريد أن أجد نفسي هنا بالأسفل‬ ‫بلا مخرج.‬

Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.

الرجل بلا جذور هو رجل منسي، لعدم ارتباطه بالأشياء.

Köklendirilmemiş insan hatırlanmaz çünkü kendini bir şeylere adamamış.

كان المصنع قديمًا جدًا واعتقد مُلاكه أنه بلا قيمة.

Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.

كنت قد قضيت العشر سنوات الماضية أعمل بلا توقف،

Son 10 yılı hiç durmadan

وتنفيذها بلا عيب ... لأنه إذا حدث خطأ ما ، فلن

uygulaması gerekecekti ... çünkü bir şey ters giderse, astronotların

كانت نتيجة التصويت 28 صوتا بنعم و 20 بلا.

Oy yirmi sekiz lehte ve yirmi aleyhteydi.

‫النفق الذي به تيار هواء‬ ‫أم النفق الذي بلا تيار هواء؟‬

Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?

‫النفق الذي به تيار هوائي،‬ ‫أو النفق الذي بلا تيار هوائي؟‬

Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?

‫في ليلة بلا قمر،‬ ‫يمكن لكاميرا تصوير حراري الرؤية في الظلام.‬

Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.

لكن ناسا بلا هدف ترسل لنا صورًا من كوكب المريخ اليوم

Fakat amaçsız NASA bugün Mars'tan bize fotoğraflar gönderiyor

"الآن أنا حزينة، بلا أمل، هو سعيد ومتفائل" عائشة جوقلب - وداعا

Şimdilerde ben mutsuz, umutsuz; o mutlu ve umutlu.

‫الحياة تتحرك بلا هوادة نحو المزيد من الحياة ،‬ ‫نحو الشفاء ، نحو الكمال.‬

yeniden yetiştiren doğa gibi yenileyici.

مائة الف مدنيٍ مشرد بلا مأوى. وهنا جاء دور المصعد الجبار. بعد

yaklaşık iki yüz milyon dolar olarak tahmin edilen bir kayıp ve üç yüzden fazla mağdur