Translation of "حقيبة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "حقيبة" in a sentence and their turkish translations:

فقدت حقيبة يدها.

O elçantasını kaybetti.

تلك حقيبة جين.

- Bu Jane'nin çantasıdır.
- Bu, Jane'in çantası.

سرق الرجل حقيبة يدي.

Adam benim cüzdanımı soydu.

سأعود لآخذ حقيبة يدي.

Ben el çantamı almak için geri döneceğim.

صنعت لي أمي حقيبة.

Annem bana bir çanta yaptı.

لذلك إنها حقيبة متنوعة جدًا.

Bu yüzden karmaşık bir durum.

كم حقيبة ستأخذون في رحلتكم؟

Gezinde kaç tane valiz alıyorsun?

تنتظر صديقاتها، متسائلة أين حقيبة يدها.

arkadaşlarını ararken çantasını bulamıyor

‫حتى حقيبة الظهر تفيد.‬ ‫انظروا، ارقد فوقها.‬

Aslında sırt çantası bile olur. Bakın, üzerine yatıyorum.

وجد سامي أقراص نوم في حقيبة ليلى.

Sami Leyla'nın çantasında uyku hapları buldu.

كانت معبئَةً في حقيبة سفر ومدفونة تحت المنزل.

bir valizin içine konmuş ve evin altına gömülmüştü.

‫الذي يريد معرفة‬ ‫محتويات حقيبة ظهر زائر الغابة هذا.‬

eşyaları kullanmayı amaçlayan bu orangutan gibi meraklılar.

بعد ذلك، فارقتهم، ثم لاحظت أني نسيت حقيبة الظهر في بيتهم.

Ondan sonra, ayrıldım ama onların evinde çantamı unuttuğumu fark ettim.

‫أو ربما نضع بعض أوراق الشجر والعصي‬ ‫في حقيبة الظهر‬ ‫وأغطي هذه الهيئة البشرية الواضحة.‬

Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.

البحث في كل مكان لديك حقيبة ATF خارج تركيا أو لديك أنواع أخرى من الإنذارات

Türkiye dışında heryerde didik didik çantanız aranıyor veya başka türlü alarmlar var

‫بل يمكننا أن نفعل ما هو أفضل. انظروا.‬ ‫بدلاً من حقيبة الظهر، ‬ ‫سأستخدم الحقيبة الجافة بالداخل.‬

Aslında daha iyisini de yapabiliriz. Sırt çantası yerine, içindeki kuru çantayı kullanırız.