Examples of using "ثمة" in a sentence and their turkish translations:
Ama bir sorun var.
Yakınlarda bir dişi var.
...katiller sokakta kol geziyor.
Burada büyük bir uçurum var.
Bakın, ileride ışık var.
Bakın, burada bir tane var.
Seçenek bol.
Ama bir sorun var.
Bolca yemek var.
Bir uyarı. Civarda tehlike var.
Bakın, bunun altında bir şey var.
Burada küçük bir dikey bölüm var.
Onun özel bir yanı var.
Bir erkek puma. O da ava çıkmış.
Tungara kurbağalarını avlayan bir yırtıcı var.
Onun odasında bir sürü kitap var.
Başka yollar olduğuna inanıyorum.
Bakın, tünelde bir çatal var.
İleride bir kapı varmış gibi görünüyor.
Suyun başında başka devler de var.
Burada öğrenilecek bir şey var.
Bir araba geçiyor. Onu kaçırmak istemem!
Klanın yeni üyesiyle tanışıyor herkes.
Hileli bir soru. Kanalizasyon yok ki.
Tapınağın oradan akan bir ırmak,
Standartları da çok yüksek. Bu erkeğin çağrısında özel bir şeyler var.
Ama bir sorun var. Cooper atmacaları geleceklerini biliyor.
Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.
Ama kaderinde huzurlu bir son da yok. Buralarda bir gece suikastçısı dolanıyor.
Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.
Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
"Yırtıcı hayvan bulma olasılığı nehir yakınlarında yüzde 25'tir.
Güneş sisteminde yeni bir gezegen olduğu tahmininde bulundular.
İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.
Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.