Translation of "تمكنت" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "تمكنت" in a sentence and their turkish translations:

فكيف تمكنت من رؤيتها؟

peki bunu nasıl başarıyor ona bir bakalı

هل تمكنت من الاتصال بجمال؟

Jamal'i aramayı başarabildin mi?

وبذلك، تمكنت من منح نفسي السلام.

Huzuru böyle bulabildim.

بفضله، تمكنت من الحصول على وظيفة.

Ona teşekkürler, bir iş bulabildim.

ووجدت شخصاً تمكنت من اقناعه لإعطائي وظيفة

bana iş vermeyi kabul eden birini buldum

تمكنت من إقناع بعض شركات برامج مكافحة الفيروسات

Stalker programlarını kötü olarak işaretlemeye başlamaları için

‫إن تمكنت من استخدامه، ‬ ‫سيوصلني إلى الطريق بالأسفل.‬

Bunu kullanabilirsem beni yola kadar indirecektir.

تمكنت من إقناع ابن عمي على قبول خطتي.

Kuzenimi planımı kabul etmeye ikna etmeyi başardım.

لأنّ هذه أنقى طريقة لحبّ الحياة تمكنت من إيجادها

çünkü yaklaşık 80 yıllık ömrümde anladım ki

‫هذا هو الأساس، ‬ ‫إن تمكنت من الوصول لهذه القمة،‬

Önemli olan şey, şuraya ulaşabilmem.

‫إن تمكنت من استخدامه، ‬ ‫سيوصلني إلى الطريق في الأسفل.‬

Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.

‫وكانت تحاصرني‬ ‫حتى تمكنت من الدخول بيني وبين الكركند.‬

ıstakozla benim arama girmek için beni yanaştırdı.

‫والحمد لله أنها تمكنت من الغوص عميقًا‬ ‫في ذلك الصدع.‬

Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.

بعد سنوات قليلة تمكنت من الحصول على بعض السيطرة في حياتي

Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.

ولذا إن تمكنت من الحصول على التحليل والعلاج في البيت أيضاً،

Testlerini ve tedavisini de evde yaptırabilse,

‫إن تمكنت من رؤية الشمس،‬ ‫يمكنني أن أرى في أي اتجاه تتحرك،‬

Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm

‫إن تمكنت من رؤية الشمس، ‬ ‫يمكنني أن أرى في أي اتجاه تتحرك،‬

Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm

‫بطريقة ما تمكنت بدهاء‬ ‫من الابتعاد إلى المكان الأقل خطورة،‬ ‫ألا وهو على ظهر سمكة القرش.‬

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.