Translation of "تسبب" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "تسبب" in a sentence and their turkish translations:

الضوضاء تسبب التوتر،

Gürültü strestir,

تسبب خسائر فادحة

büyük zayiatlara neden olacak

سياساتها تسبب التفريق، الإعتقال والموت،

neden olan ülkelerin vatandaşları olan bizler

حدث تسبب على الأرجح الديناصورات

Büyük olasılıkla dinozorların yok olmasına neden olan bir olay

تسبب هذا شيء ، ولم يكن الدمامل.

Buna bir şey sebep oldu ve gamzeler değildi.

‫تسبب الأشبال هياجًا.‬ ‫يتوجه بسرعة نحوها مباشرة.‬

Yavrular, antilopları korkutup kaçırıyor. Doğruca dişiye geliyorlar.

‫فبعض قطاعات الأسرة البشرية‬ ‫تسبب أضرارا أكبر بكثير, في‬

Toplum üretimden ve tüketimden soyutlanamaz.

‫لكن قد تسبب لدغات الحريشة للبعض‬ ‫المزيد من الآثار المُدمرة.‬

Ancak bazıları için, bu kırkayağın zehri daha yıkıcı etkilere neden olabiliyor.

تسبب الدرجات الشديدة من التوتر التي تحدث أثناء التعرض للصدمة

Travma sırasında hissedilen aşırı stres seviyelerinin

النقاط التي تسبب الكثير من الصداع للقائمين على بناء تلك

biri, özel güvenlik özelliklerinin sağlanmasıdır.

والذي تسبب بدمارٍ هائلٍ في المدينة على مدار ثلاثة ايامٍ في

bu da yılın Ekim ayında bin sekiz yüz yetmiş yıl

ستةٍ وستين متراً عن مستواها الحالي بعد ان تسبب ارتفاع درجات

, su seviyesinin on beş ila yirmi santimetre yükselmesine neden olduktan sonra

مما تسبب فى لفت الأنظار إليّ على المستوي الدولي، وهكذا دواليك.

Bütün ilgili çekmiştim ve böyle sürdü.

في عام 1788 ، تم تكليف دافوت في فوج الفرسان الملكي في الشمبانيا ، ولكن في غضون عام ، تسبب

1788'de Davout, Kraliyet Şampanyalı Süvari Alayı'na görevlendirildi, ancak bir yıl içinde