Translation of "بقايا" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "بقايا" in a sentence and their turkish translations:

تضطرون إلى السير على بقايا المستودع،

o deponun kalıntıları içinden geçmek zorundasınız,

أمرت بقايا فيلق دافوت بتشكيل الحرس الخلفي.

Davout'un kolordu kalıntılarının artçıları oluşturması emredildi.

وكان هناك جرذان ورواكين يتصارعون على بقايا الطعام.

ve sıçan ile rakunların yemek parçaları için ettikleri mücadeleler vardı.

ومن ثم تعجز الميكروبات عن تحليل بقايا النباتات.

mikroplar atıkları etkili bir şekilde parçalayamazlar.

بالإضافة إلى ذلك ، استضافت بقايا مقدسة مهمة جدًا لبيزنطة.

bunun yanı sıra Bizans için çok önemli kutsal emanetlere de ev sahipliği yaptı

"أنا أتدوّر جوعا." "هناك بعض بقايا الأكر في الثلاجة."

- "Açlıktan ölüyorum." "Buzdolabında biraz yemek artığı var."
- "Açlıktan ölüyorum." "Buzdolabında bazı yemek artıkları var.

سرعان ما توجهت بقايا الخط نحو أسطولهم على نهر الدانوب.

Kısa süre sonra ordunun geri kalanı Tuna Nehri üzerinde güvenli bir filoya doğru ilerliyordu.

أن فصل الشتاء بقايا الجيش الصربي الفرار من الجبال الألبانية. هم

O kış, Sırp Ordusu'nun kalıntıları Arnavut dağlarından kaçmak. Onların