Translation of "النجاة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "النجاة" in a sentence and their turkish translations:

أين زوارق النجاة؟

Cankurtaran sandalları nerede?

انا اعرف كيفية النجاة

- Ben nasıl hayatta kalacağımı biliyorum.
- Nasıl hayatta kalınacağını biliyorum.

‫تحتاج النجاة إلى حواس خارقة.‬

...hayatta kalmak için süper duyular gerekir.

‫النجاة من الغابة ليس بالأمر السهل.‬

Ormanda hayatta kalmak kolay değil.

ولمساعدة العوائل الكومبودية في النجاة من الفقر.

ve Kamboçyalı ailelerin fakirlikten kurtulmasına uğraşıyoruz.

‫ولكن لا يمكننا أن نبدأ حتى تختار‬ ‫استراتيجية النجاة.‬

ama bunu siz hayatta kalma stratejisini seçmeden yapamayız.

‫ولكن لا يمكننا أن نبدأ‬ ‫حتى تختار استراتيجية النجاة.‬

ama bunu siz hayatta kalma stratejisini seçmeden yapamayız.

‫عمل جيد!‬ ‫النجاة في هذه الصحراء ليس بالأمر السهل.‬

İyi iş! Bu çölde hayatta kalmak kolay değil

بأن لدي في أحسن الظروف 35% من فرص النجاة.

uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.

‫في "اليابان"، تصل فصيلة أخرى‬ ‫إلى حدود قدرتها على النجاة.‬

Japonya'da ucu ucuna hayatta kalabilen başka bir tür var.

‫حتى صغارها عليها قطع تلك الرحلة‬ ‫إن أرادت النجاة ليلًا.‬

Geceden sağ çıkabilmek için en ufakları bile bu yolu kat etmeli.

‫في منتصف الشتاء، يمكنه النجاة لأسابيع‬ ‫في هذه الحالة المشابهة للموت.‬

Kışın ortaları geldiğinde, ölüme yakın bu hâlde haftalarca hayatta kalabilir.

‫بانتشار المدينة في موطنها الغابي،‬ ‫بدأت تتعلم كيفية النجاة في الشوارع.‬

Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.

‫الطقس أصبح بالفعل أكثر حراً،‬ ‫ولن نتمكن من النجاة هنا لفترة طويلة.‬

Hava şimdiden ısınıyor ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız.

‫إن كنت ما زلت تعتقد ‬ ‫أنه يمكنك النجاة من هذا الذئب،‬ ‫اختر "أعد المحاولة".‬

Bu kurtla başa çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

‫ولن نتمكن من النجاة هنا لفترة طويلة.‬ ‫يجب أن نسرع ‬ ‫ونحاول اصطياد المزيد من الزواحف.‬

ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız. Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

‫تعلمت في وقت مبكر،‬ ‫إنه في محاولات النجاة، لا تفوّت فرصة ‬ ‫الحصول على بعض البروتين.‬

Hayatta kalmak için protein kaynaklarını hiç pas geçmemeyi erkenden öğrendim.