Examples of using "أعطني" in a sentence and their turkish translations:
- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.
Bana kitabını ver.
Bana anahtarı ver.
Bana kaşık verin.
Bana bir portakal ver.
- Bana su ver!
- Bana su verin!
- Bana kesin bir cevap verin.
- Bana kesin bir cevap ver.
Bana o kitabı ver.
Bana bir şans daha verin.
Bana tüm ayrıntıları verin.
Tuzu alabilir miyim acaba?
Bana bir şişe şarap ver.
Bana fikrinizi verin lütfen.
Onu bana ver, lütfen.
Bana yazacak bir şey verin.
Bana da biraz süt ver.
Bana hesabı getir, lütfen.
Bana yiyecek bir şeyler ver.
Bana elini ver, Jamal.
Biraz sürtünme sağlayacak.
Lütfen bana bir parça ekmek ver.
Bana yarım kilo elma verin.
Bu kitap hakkındaki izlenimin nedir?
Oda anahtarım, lütfen.
Lütfen bana bir bardak çay ver.
Sanırım hapşıracağım... Bana bir mendil ver.
Lütfen bana kredi kartını ver.
"Buraya biraz renk katalım," falan diyebildiği için,
Lütfen bana bir bardak su ver.
Bana bir kalem ve birkaç kâğıt verir misiniz lütfen?
Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.
Bana bir kilo daha kıyma ver. Fazla gelmez. İki de chacarerito. Bu köpeği beslemek, domuz beslemekten pahalı.