Examples of using "المستقبل؛" in a sentence and their turkish translations:
bir gelecek inşa etmeye hazır olduğunuzu
Gelecek şimdi başlar.
Bazen geleceği anlamak için okuruz.
Siz geleceği tahmin etmiyorsunuz;
Ama biz geleceğin şehrine dönelim.
Geleceğin şehirlerini tasarlarken...
geleceğin araçları sayesinde,
Gelecekteki mesleklerin
gelecek zihinlere ulaşmanızı sağlayan güce sahip.
Gelecek herkese umut ve fırsat sunuyor.
Gelecek buna değer.
geleceğin aslında belirlenmiş olduğuyla ilgili bir görüşü işaret eder.
ne olacağını düşünmek üzerine ağırlıklarını koydular.
Böylece dijital gelecek hisse senetlerine dönüştü.
Dahası da gelecek.
Veya gelecekten gelen kimseyle de karşılaşmadık
Kısa süre zarfında gelecek belirsiz kaldı.
Çok da zaman geçmeden
Gelecekte ne yapmak istiyorsun?
- Ne olmak istiyorsun?
- Ne olmak istiyorsunuz?
- Gelecekte doktor olmak istiyorum.
- I want to be a doctor in the future.
Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.
yaptıkları için şimdi ödüllendirirsen, ne olacak?
yok olmalarını öylece durup izlemek çok kolay.
çok yıllık bitkiler yetiştirdiler.
Geleceğin hastane yatağı kendi evlerimizde olacak.
geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.
gelecekteki çarpışmaların tehlikesini sormak için.
gelecek nesillere fayda sağlayabilecek bir işi bitirmek.
Geçmiş nasılsa geleceğin de öyle olmasını bekliyoruz,
o somut T-bone pirzolayı yemeyi tercih edebilirsin.
bir yere gittiği yok.
Neden devlet okullarının verdiği umudu iyileştirmeyi denemiyoruz
geleceğin şehirlerinde kanalizasyon sistemi nasıl?
para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor.
Gelecek için önemli olan şeyleri ölçmüyoruz.
öyle heyecanlılar ve geleceğe öyle umutla bakıyorlar ki.
Ama geleceğimizin ise yüzde 100'ü onlar.
Gelecekte nelerin inşa edilmesini umdukları,
Gelecekteki bir olay hakkında olumsuz bir beklentiye sahipsen
zaman çizelgesinde ileriye bakmak için var.
ve gelecekteki olasılıkları öğrenmek için cesur olabilelim.
Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi
gösteren bu günlerde pek çok geçerli kaygı var.
Bununla da gelecekte program ayıklama işlemi yapılıyormuş yani öyle söylüyor
Fakat yine buna geçmiş veya gelecek ismini veremeyiz
Emirates'i çok uzağa götürecek olan gelecek. Devletler , kamu gelirini artırmak
Bizim gelecekte ton balığı yememizin mümkün olmaması mümkündür.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
- Gelecekte ne olacağını kimse söyleyemez.
Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Gelecek tarihi anlaşıldığı gibi.
geleceğin şehrini resmetmek için çok zaman harcadım.
Ve burada geleceğin getireceklerinin ışığını şimdiden görüyorsun.
Gelecek şimdi yarattığımız ve inşa ettiğimiz şeyden devam ediyor.
Gelecekle ilgili şeyler bu kadar rekabete dayandığında ise
şey. Bala gelince, yakın gelecekte onu hiç bulamayacağız
Yani bu TEDx organizasyonun teması "Gelecek Zaman" olduğuna göre
Belirsizlik ve karşıya bağımlılık yoksa iyi hoş,
Gelecekte mutlu ve sağlıklı olmayı, başarılı olmayı isteriz;
ve birlikte bu "Fridays For Future" işine bir şans vermemiz gerektiğini düşündük.
Ama yine de dikkat çekici olaylar var. Gelecekle ilgili haberler de veriyor bu adam.
Ya içeriden bilgi alıyor ya da dedikleri doğru gelecekten geliyor
ileride gerçekten neyde iyi olabileceğiniz hakkında size ipucu verebilir,
Bizim burada asıl sormamız gereken şey şu biz geçmişte miyiz gelecekte miyiz?
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.