Examples of using "العراق" in a sentence and their turkish translations:
İran Irak değildir.
Bush asla Irak'a saldırmadı.
Amerikan güçleri Irak'ta kendi misyonunun tamamlandığını duyurdu.
Irak limanlarının yoksunluğu ve seyrüsefer çarkını
IŞİD'in ülkeyi fırtınası ve can sıkıntısında maddi kayıplarla birlikte Ben
ve ardından Çin, projeyi devralmanın yolunu buldu
ABD baskısı Irak'ın projeyi tamamlamasını engelledi. Çin ...
Hükümet edilemeyen yerlerde kontrol, silahlı milis grupların eline geçti ve toplum, ayrışmaya başladı.
Irak topraklarında bir Çin-Kore çatışmasının öyküsünü anlatan Irak'ın en büyüğü olan bir proje
, Irak ona özel olmak istiyor ve Çin , henüz yapılmamış
Amerika'nın Irak'ta ne yaptığına dair herhangi bir fikri olduğunu sanmıyorum.
sonra Irak'ı yıpratan uzun bir savaşın ışığında uygulanmasını zor bir proje haline
özellikle Şii grupları nasıl desteklediği, ayrıntılarıyla anlatılır.
Bu arada Suriye ve Irak'ta törer eylemlerinde bulunan DAEŞ'in yenilgiye uğratırlması...
Eylül 1980'de Saddam Hüseyin diktatörlüğündeki Irak, İran'ı işgal etti.
Böylelikle Irak, Suudi Arabistan ve İran destekli karşıt grupların vekalet savaşlarına ev sahipliği yapmaya başladı.