Translation of "العدالة" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "العدالة" in a sentence and their turkish translations:

أُحضِرَ فاضل إلى العدالة.

Fadıl adalete teslim edildi.

ستُحضَرُ ليلى إلى العدالة.

Leyla adalete teslim edilecek.

إذن كيف تبدو العدالة المكانية؟

O hâlde, mekânsal adalet nasıl bir şeydir ?

ويعلمون بأن العدالة ستكون هنا.

ve adaletin burada sağlanacağını bildiği yer.

وبوسعنا استثمار وقتنا في تحقيق العدالة،

Zamanımızın daha fazlasını adalete yatırabiliriz,

فكروا في ترك إرثٍ من العدالة.

bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz.

حسناً، هذه الفكرة البسيطة هي العدالة الإجرائية

Bu basit fikir usul adaletidir

الأخبار الجيدة أن مبادئ العدالة الإجرائية سهلة

İyi haber şu ki usul adaletinin ilkeleri kolay

إنه ليس قوسً غامضً لتاريخ الإنحناء نحو العدالة.

Adalete doğru yönelen tarihi bir kavis de değil.

يعتقد بوش بأنه مرسل من الله ليقيم العدالة على وجه الأرض.

Bush yeryüzünde adaleti tesis etmek Allah tarafından gönderildiğini düşünüyor.

سعى التجار إلى تحقيق العدالة الخاصة بهم من خلال اتخاذ قرار انهاء الولاشيان و استبداله

Kederli tüccarlar kendi adaletleri kendileri ararlar, Eflak Voyvodasını ortadan kaldırıp

لقد أتيت إلى هنا للبحث عن بداية جديدة بين الولايات المتحدة والعالم الإسلامي استنادا إلى المصلحة المشتركة والاحترام المتبادل وهي بداية مبنية على أساس حقيقة أن أمريكا والإسلام لا تعارضان بعضها البعض ولا داعي أبدا للتنافس فيما بينهما بل ولهما قواسم ومبادئ مشتركة يلتقيان عبرها ألا وهي مبادئ العدالة والتقدم والتسامح وكرامة كل إنسان

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.