Translation of "يكونوا" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "يكونوا" in a sentence and their turkish translations:

لم يكونوا راضين؟

Memnun kalmadılar mı?

إنهم لم يكونوا مدعويين.

Onlar davet edilmedi.

الرجال لم يكونوا كما صورهم ،

Adamlar fotoğraflardaki gibi değildi

يمكن أن يكونوا أكثر إبداعاً.

çok daha yaratıcı olabilecekler.

ولكي يكونوا بمثابت حاجز للرومان

mevzilenişi gizlemek amacıyla gönderiyor.

لم يكونوا يتحسنون في أدائهم.

Artık daha iyiye gitmiyorlardı.

وغالبا الملاكمون يكونوا كمن شرب كثيرا

ve sonrasında, bu boksörler çok içmiş gibi hissediyorlar.

لم يكونوا يعرفون بالتحديد وظيفة البظر.

Klitoris ile ne yapacaklarından çok da emin değillerdi.

وكان من المفترض أن يكونوا شهوداً

ve şahitleri olması gerekiyordu

ولم يكونوا قريبين للعريس كما كنتُ أنا،

Damada benim kadar yakın bile değillerdi...

ويسمحُ هذا للآخرين أن يكونوا منصفين بالمقابل.

adil bir fırsat sağladığını gösteriyor.

لم يعتقدوا أنهم يمكن أن يكونوا ناجحين

Başarılı olabileceklerine inanmıyorlardı

لم يكونوا أيتامًا كما هو متعارف عليه.

geleneksel anlamda yetim olmasa da.

و أن يكونوا مخطئين إذا لم نكن سعداء،

veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

كما لو أنهم لم يكونوا جيدين بما يكفي.

Yeterince iyi değillermiş gibi.

غير التقليديين، الذين لم يكونوا... الذين استخدموا عقولهم،

Düzene karşıydık. Kafamızı kullanıyorduk,

أراد الجميع أن يكونوا مشهورين في ذلك الوقت

o dönem herkes meşhur olmak istiyordu

أولئك الذين يمكن أن يكونوا لائقين لغزو العالم ".

Dünyayı fethetmeye uygun olabilecekler. "

لكن ربما لا ينبغي أن يكونوا قلقين للغاية.

Fakat muhtemelen çok endişelenmemeliler.

مع ذلك، سيفشل معظمهم في أن يكونوا ناجحين.

yine de çoğunluk bu konuda başarısız.

يخبرنا المجتمع أن على الرجال أن يكونوا أقوياء ومسؤولين،

Toplum bize, erkeğin güçlü ve güvenilir olması

لا يحبُ العلماء أن يكونوا مخطئين ولكننا نحبُ الألغاز،

Bilim insanları haksız olmayı sevmezler ama yapboz oynamaya bayılırlar

لكن هناك عشرات الملايين من الشباب لم يكونوا محظوظين.

Ancak bu kadar şanslı olmayan yüz milyonlarca genç var

ولكنهم لم يكونوا إلا ليعيدوها إلى الشارع خلال 72 ساعة

ama tek yaptıkları 72 saat geçmeden onu tekrar sokağa bırakmaktı.

كان من المفروض أن يكونوا في الصف الخامس إلى العاشر،

Beş ile onuncu sınıfta olmaları gerekirken

لأن الرأسماليين الأثرياء مثلي لم يكونوا بمِثل هذا الثراء قَط.

çünkü benim gibi zengin kapitalistler hiç daha zengin olmamıştı.

ولم يكونوا لوحدهم... إذ كان المحاربون الغاليون يراقبونهم من الأعلى

Ve yalnız değillerdi... Galyalı savaşçılar onları tepeden izliyorlardı.

يجب أن يكونوا قد جُنّوا للاعتقاد في مثل هذا الهراء.

Onlar böyle saçmalıklara inanmak için deli olmalılar

بأن يكونوا أقوياء، وممكن الاعتماد عليهم، وقادربن على توفير احتياجات أسرهم .

yerine getirememekten zaten kendilerini hatalı buluyor.

عند وقوعه يجب أن يكونوا عونًا له، وأن يعطوه دفعةً للأمام.

düştüğünde yardımcı olması, bir tekme de onların atmamasıdır.