Examples of using "البدء" in a sentence and their turkish translations:
yürekten başlamak,
Başlamak için işaret bekliyorlardı.
Sizlere birkaç soru yönelterek başlamak istiyorum.
Hepimizin hayran olduğu muhteşem kadın Helen Keller'dan
yine baştan başlayacağız.
ek işler yapmaya başlıyor
sanırım bu akşam, insanların bağış toplamayı
Evet, finansal bir ödülle
Yağmur dindiğine göre başlayabiliriz.
O, başlangıçta Tanrı’yla birlikteydi.
Bu, bir şeye başlamayı çok daha kolay hale getirecek
zaman duvarları boyama zamanı.
herkesin başlayabileceği dört ilk adım,
Ticari ve ticarileşmeye başlayan çiftliklerin
bu dijital egsozu, “digitome”u paylaşmaya başlayabiliriz
Derhal başlamalısın.
Benimle bir Boeing 747 uçağının tuvaletinde seks yapmak istemeyen,
Başka insanların çocuklarının eğitimini önemsemekle işe başlayabiliriz.
buna doğru özelliklere odaklanarak başlamalıyız.
Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar grubuyla başlamak
gemi yolculuğunda bir noktadan başlayıp aynı noktaya gelmenin yöntemini ise
bizler için meselenin neden önemli olduğunu konuşmaya başlamak,