Translation of "البدء" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "البدء" in a sentence and their turkish translations:

علينا البدء من القلب،

yürekten başlamak,

كانوا يترقبون اشارة البدء.

Başlamak için işaret bekliyorlardı.

حسناً أريد البدء بأسئلة بسيطة.

Sizlere birkaç soru yönelterek başlamak istiyorum.

أريد البدء باقتباسٍ لهيلين كيلر

Hepimizin hayran olduğu muhteşem kadın Helen Keller'dan

نحن بصدد البدء من الأعلى.

yine baştan başlayacağız.

البدء في القيام بعمل إضافي

ek işler yapmaya başlıyor

أعتقد أن الليلة مناسبة لخطوة البدء

sanırım bu akşam, insanların bağış toplamayı

لذلك نعم، لقد أشعلنا شرارة البدء

Evet, finansal bir ödülle

لقد توقف المطر, لذا يمكننا البدء.

Yağmur dindiğine göre başlayabiliriz.

هذا كان في البدء عند الله.

O, başlangıçta Tanrı’yla birlikteydi.

هذا سيجعل البدء بعمل ما أكثر سهولة

Bu, bir şeye başlamayı çok daha kolay hale getirecek

هذا هو وقت البدء في طلاء الجدران.

zaman duvarları boyama zamanı.

أربع خطوات أولى تمكّن الجميع في البدء،

herkesin başlayabileceği dört ilk adım,

وأن البدء في الاعتماد على المزارع التجارية

Ticari ve ticarileşmeye başlayan çiftliklerin

يمكننا البدء بمشاركة هذا العالم الرقمي، كتابنا الرقمي،

bu dijital egsozu, “digitome”u paylaşmaya başlayabiliriz

- عليك أن تبدأ حالاً.
- عليك البدء في الحال.

Derhal başlamalısın.

يجدر بي البدء بمغازلة مستوى أرقى من النساء

Benimle bir Boeing 747 uçağının tuvaletinde seks yapmak istemeyen,

نستطيع البدء عن طريق الاهتمام بتعليم أطفال الأشخاص الآخرين...

Başka insanların çocuklarının eğitimini önemsemekle işe başlayabiliriz.

يجب علينا البدء من خلال التركيز على السمات الصحيحة.

buna doğru özelliklere odaklanarak başlamalıyız.

قلت: "حسناً، في هذه الحالة، البدء مع مجتمع مؤمن

Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar grubuyla başlamak

طريقة البدء من نقطة واحدة إلى نفس النقطة في الرحلة

gemi yolculuğunda bir noktadan başlayıp aynı noktaya gelmenin yöntemini ise

علينا البدء بالحديث عن الأسباب التي تجعل الأمر مهماً بالنسبة لنا،

bizler için meselenin neden önemli olduğunu konuşmaya başlamak,