Translation of "الأشعة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الأشعة" in a sentence and their turkish translations:

وقام، بالطبع، بإجراء الأشعة.

Taramasını aldı, tabii ki.

ستأتي كل الأشعة الضارة

bütün zararlı ışınlar yeryüzüne gelecek

‫تجعلها مضيئة في الأشعة فوق البنفسجية.‬

Bu ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.

وأطباء أمراض الدم وكذلك أطباء الأشعة

ve hematologlar ve radyologlar

‫تكشف الأشعة فوق البنفسجية صيادين خفيين.‬

Morötesi ışık gizli avcıları ortaya çıkarıyor.

‫تمتص أصباغها الأشعة فوق البنفسجية الضارة،‬

Mercanların pigmentleri, zararlı morötesi ışığı emip

لأن الجميع يعرف أن الأشعة فوق البنفسجية غير آمنة.

çünkü UV ışınlarının güvenli olmadığını herkes biliyor.

‫انظر إلى الفرق ‬ ‫عندما أسلط عليه الأشعة فوق البنفسجية.‬ ‫رائع.‬

UV ışığını tuttuğumda nasıl fark ettiğine bakın. Bum.

وبسبب أن الدم يمتص الضوء الأحمر وضوء الأشعة تحت الحمراء.

Çünkü kan kırmızı ışık ve kızılötesini absorbe ediyor.

‫تكشف الأشعة تحت الحمراء،‬ ‫التي لا تراها القردة، أماكنها المرتفعة.‬

Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.

‫ممتصة الأشعة فوق البنفسجية‬ ‫التي يشعها القمر ‬ ‫ومشعة إياها كضوء فلوريّ.‬

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

‫لكن بالنسبة إلى الحشرات التي تستطيع‬ ‫رؤية أطياف الأشعة فوق البنفسجية،‬

Fakat morötesi spektrumu görebilen böcekler için...

‫ما قولك؟ ‬ ‫هل نستخدم المصباح والزجاجة الشفافة؟‬ ‫أم نستخدم مصباح الأشعة فوق البنفسجية؟‬

Ne düşünüyorsunuz? El feneri ve şişeyi mi kullanayım? Yoksa UV ışığını mı?

‫ماذا سيكون اختيارك إذن؟‬ ‫الصيد باستخدام الأشعة فوق البنفسجية؟‬ ‫أم عمل فخ لاجتذابه‬‫؟‬

Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?

‫واقع الأمر أنه من الذكاء أن نستخدم ‬ ‫الأشعة فوق البنفسجية في البحث عن عقارب.‬

Aslında akrep ararken UV ışık kullanmak oldukça akıllıcadır.