Examples of using "استطاع" in a sentence and their turkish translations:
olabilirdi.
Küçük bir ev inşa edebildi.
ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi
bir terörist, çocuğu öldürüldüğünde bile
Billy'nin bana intihar girişimini
Yapabileceği tek şeyi yaptı, sorusunu sordu.
Avrupalıların yalnızca %15'i okuma yazma biliyordu.
belki bitin de sırtına binebilecek olsa ona da binerdi ama
İtfaiyeciler, yangını binanın arkasında kontrol altına alabildiler.