Examples of using "يتحدث" in a sentence and their turkish translations:
- Telefonda konuşuyor.
- Telefonla konuşuyor.
O, öğretmenleriyle Berberice konuşur.
doğal bir şekilde konuşuyor
O çok hızlı konuşur.
O, Rusçayı mükemmel şekilde konuşur.
- O, Arapça konuşuyor.
- O Arapça konuşur.
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
Merhaba. Ogawa konuşuyor.
- Tom hep konuşuyor.
- Tom'un ağzı hiç boş durmuyor.
çok saçma konuşuyor, yanlış konuşuyor bu adam
Öğretmenimle Berberice konuşurum.
Konuşamıyordu.
Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşması var.
Tom Japoncayı akıcı olarak konuşur.
Kitap ne hakkında?
O, dört dil konuşuyor.
- Telefonda konuşuyor.
- Telefonla konuşuyor.
- Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.
- Mike iyi Japonca konuşur.
- Mike Japoncayı iyi konuşur.
Tom bir yerli gibi Fransızca konuşur.
Bebeğim konuşmak istiyor.
O İngilizce konuşan birini işe alacak.
Herkes bir dil konuşur.
O hızlı konuşur.
O sadece şimdi onunla konuşuyor.
Herkes virüsten ve ölümden bahsediyor. Hiç açlıktan ve kıtlıktan bahseden yok.
Tom da Fransızca konuşuyor mu?
İnsanlar tecavüz hakkında evi dışında konuşuyor,
Ama kimse bundan bahsetmedi.
Evimizde ırk hakkında konuşuluyordu.
kuzey kutbu demişken manyetik kuzey kutbu
bu şey farklı bir biçimde iki-likten bahsetti.
O, evde Japonca konuşmuyor.
- Jack İngilizce konuşur.
- Jack, İngilizce bilmektedir.
Tom, Mary'yle ilgili hiç konuşmazdı.
Hiçbirimiz Fransızca bilmiyor.
Onlar Amerika'da İngilizce konuşurlar.
Fadıl Arapça konuşuyor.
Sami Arapça konuşur.
Bilinen bir görüş, kendinize güvenerek konuşmanız gerektiğidir.
o insanlar konuştuğunda şunu diyebilin
O hızlı bir konuşucu.
- O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşur?
- O, İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
Tom biraz Fransızca konuşabilir.
Tom Mary'nin konuştuğu kadar akıcı şekilde Fransızca konuşamıyor.
1982'de, olumsuz bir bağlam içinde,
O çadırında konuşan insan bu işte.
Billy'nin bana intihar girişimini
insanların yine çıkar ilişkilerini bunları anlattı
O, hiç kimseyle konuşmayan bir adamdır.
Tanıdığım hiç kimse artık Tom'la konuşmuyor.
Tom'un neden bahsettiğinden emin değilim.
Hey! Burada Uygurca konuşan bir Amerikalı var. Bilgisayarını araştırmak için çabuk buraya gel.
Kadınlara serbestlikten falan bahsediyor ama ilk madde çok ilginç.
Ve daha da kötüsü “Medya da bunun konuşulduğunu duyudunuz mu?" sorusuna.
Çünkü eğer o dili konuşurlarsa çocuk gidip de iş bulamayacak.
Sanjay Gubbi, Güney Hindistan'daki memleketi Karnataka'daki katliamdan bahsediyor.
bir çok insan şıhlara şeyhlere laf atıyor diye Kemal Sunal'a kızmıştı
O, beş yabancı dil konuşur ama o küfretmek istediğinde annesinin dilinde konuşur.
“Onu hâlâ, savaşın en sıcak olduğu noktada, erkeklerle konuşarak
Bir panelde bir transhümanistleydim, sürekli tekillik hakkında konuşup durdu.