Examples of using "أخرج" in a sentence and their turkish translations:
Telefonumu çıkarttım
O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.
Fadıl köpeği dışarı çıkardı.
Sami köpeklerin dışarı çıkmasına izin verdi.
Her gün kapıdan,
Bugün dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.
Halatı çıkartıp ağaca bağlayalım.
Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.
Oynamak için dışarı çıkabilir miyim?
Yaşamımdan çık. Senden iğreniyorum.
Sami cebinden bir iğne çıkardı.
Tom'a yardımcı olabilirim.
Sami kurşunu Leyla'nın kolundan çıkardı.
Bu gece sinemaya gidebilir miyim?
Her zaman dışarı çıkarım, bir şey unuturum. Her zaman!
Sahneye çıkmadan önce her zaman sinirlenirim.
Meclistekiler tamamen Batı’yı gözden çıkarmış, sinirler gergin.
En önemli kısım eğitim, buradan çıkmayacağım.
O, öğrencileri odadan kovdu.
Yapacak daha fazla iş oluncaya kadar o, işten kovuldu.
Hannibal'ın zahiren umutsuz duran bir vaziyetten açtığı bu yol...