Translation of "أخرج" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "أخرج" in a sentence and their turkish translations:

أخرج هاتفي

Telefonumu çıkarttım

أخرج دفترًا.

O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.

أخرج فاضل الكلب.

Fadıl köpeği dışarı çıkardı.

أخرج سامي كلابه.

Sami köpeklerin dışarı çıkmasına izin verdi.

كنت أخرج كل يوم

Her gün kapıdan,

أفضل ألا أخرج اليوم.

Bugün dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

‫أخرج الحبل واربطه في الشجرة.‬

Halatı çıkartıp ağaca bağlayalım.

أخرج مفتاحًا من جيب معطفه.

Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.

هل يمكننى أن أخرج للعب؟

Oynamak için dışarı çıkabilir miyim?

أخرج من حياتي! أنا أمقتك!

Yaşamımdan çık. Senden iğreniyorum.

أخرج سامي حقنة من جيبه.

Sami cebinden bir iğne çıkardı.

يمكن أن أخرج توم من المأزق.

Tom'a yardımcı olabilirim.

أخرج سامي الرّصاصة من ذراع ليلى.

Sami kurşunu Leyla'nın kolundan çıkardı.

هل لي أن أخرج لمشاهدة فيلم الليلة؟

Bu gece sinemaya gidebilir miyim?

في كلّ مرّة أخرج، أنسى شيئا. دائما!

Her zaman dışarı çıkarım, bir şey unuturum. Her zaman!

أتوتر دائما قبل أن أخرج إلى المسرح.

Sahneye çıkmadan önce her zaman sinirlenirim.

أخرج المجلس الغرب من الحسبان تماماً، الأعصاب مشدودة.

Meclistekiler tamamen Batı’yı gözden çıkarmış, sinirler gergin.

أهم جزء هو التعليم، ولن أخرج من هناك.

En önemli kısım eğitim, buradan çıkmayacağım.

- أخرج الطلابَ من الغرفة.
- طرد الطلبة من القاعة.

O, öğrencileri odadan kovdu.

أخرج من وظيفته إلى أن يجدوا مزيدا من الأعمال.

Yapacak daha fazla iş oluncaya kadar o, işten kovuldu.

أصبحت الطريقة التي أخرج بها حنبعل جيشه من وضع يائس

Hannibal'ın zahiren umutsuz duran bir vaziyetten açtığı bu yol...