Translation of "Tarzını" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Tarzını" in a sentence and their spanish translations:

- Tarzını seviyorum.
- Senin tarzını beğeniyorum.

Me gusta tu estilo.

Konuşma tarzını seviyorum.

Adoro tu estilo de hablar.

Yürüme tarzını seviyorum.

- Me encanta tu manera de andar.
- Me encanta vuestra manera de andar.

Giyinme tarzını seviyorum.

Me gusta como te vestís.

Gülümseme tarzını seviyorum.

- Me gusta cómo sonríes.
- Me gusta la manera en que sonríes.

Jane düşünme tarzını anlar.

Jane entiende tu forma de pensar.

Bana davranma tarzını seviyorum.

Me gusta la manera en que me tratas.

Onun gülme tarzını sevmiyorum.

No me gusta su forma de reír.

Onun konuşma tarzını sevmiyorum.

- No me gusta la forma en que ella habla.
- No me gusta su forma de hablar.

Onun sana bakma tarzını sevmiyorum.

No me gusta cómo te mira.

Ben onun konuşma tarzını sevmiyorum.

- No me gusta la forma en que él habla.
- No me gusta cómo habla.

Tom'la flört etme tarzını hatırlıyorum.

Recuerdo la forma en que tú solías flirtear con Tom.

Yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Creo que él necesita alterar su estilo de vida.

Tom Mary'nin konuşma tarzını sevmez.

A Tom no le gusta la forma de hablar de Mary.

Tom Mary'nin gülme tarzını sevmiyor.

A Tom no le gusta la manera en que Mary se ríe.

Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.

Mi abuela nunca cambió su estilo de vida.

Hâlâ bana tebessüm etme tarzını seviyorum.

Todavía me encanta tu manera de sonreírme.

Tom, Mary'nin köpeğine davranma tarzını sevmiyor.

A Tom no le gusta la forma en que María trata a su perro.

Onun şarkı söyleme tarzını gerçekten çok beğendim.

Me ha encantado su forma de cantar.

Yaşlı bir insanın düşünme tarzını değiştirmesi zor.

Es difícil para un anciano cambiar su manera de pensar.

Sanırım bizim birlikte yaşamamız senin yaşam tarzını etkiledi.

Creo que nuestra convivencia ha influenciado tu forma de vida.

Bence senin yaşam tarzını benim seninle olan ev arkadaşlığım etkiledi.

Creo que nuestra convivencia ha influenciado tu forma de vida.

- Tom'un şarkı söyleme şeklini seviyorum.
- Tom'un şarkı söyleme tarzını seviyorum.

Me agrada la forma en que canta Tom.