Translation of "Sanıyordum" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Sanıyordum" in a sentence and their spanish translations:

Anladığını sanıyordum.

Pensé que habías entendido.

Mutlusun sanıyordum.

- Simplemente pensé que estabas feliz.
- Simplemente pensé que eras feliz.

- Sizi hamile sanıyordum.
- Seni hamile sanıyordum.

Creía que estabas embarazada.

Anlaşmamız var sanıyordum.

- Pensé que teníamos un acuerdo.
- Pensé que teníamos un trato.

Açık olduğunu sanıyordum.

Pensaba que eso era obvio.

Gösterinin bittiğini sanıyordum.

- Pensé que el show había terminado.
- Pensé que el espectáculo se había acabado.

Tom'un abarttığını sanıyordum.

Pensé que Tom estaba exagerando.

Hayaletlere inanmadığını sanıyordum.

Pensé que tú no creías en los fantasmas.

Partileri sevdiğini sanıyordum.

Pensé que te gustaban las fiestas.

Onları tanıdığımı sanıyordum.

Pensaba que los conocía.

Öğretmen olduğunu sanıyordum.

Pensé que eras profesor.

Beni anladığını sanıyordum.

Pensé que me entendías.

Sigarayı bıraktığını sanıyordum.

Creía que habías dejado de fumar.

Arabanı tanıdığımı sanıyordum.

- Creo que reconocí tu coche.
- Me pareció haber visto tu coche.

- Yetkili sizsiniz sanmıştım.
- Sorumlu sensin sanıyordum.
- İdare sende sanıyordum.

Pensé que tú estabas a cargo.

- Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.
- Senin Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.

Pensé que odiabas a Tom.

Zeki olduğunu sanıyordum." dedik.

Pensé que eras inteligente".

Los Angelos'ta büyüdüğünü sanıyordum.

- Pensé que eras criado en Los Ángeles.
- Pensaba que habías crecido en Los Ángeles.
- Pensaba que os habíais criado en Los Ángeles.

Tom'un minnettar olacağını sanıyordum.

Pensé que Tom estaría agradecido.

Tüm cevapları aldığını sanıyordum.

Pensé que tenías todas las respuestas.

Bütün cevapları aldığımı sanıyordum.

Pensé que tenía todas las respuestas.

Her şeyi bildiğimi sanıyordum.

Creí que lo sabía todo.

Tom'un sizinle olduğunu sanıyordum.

Pensaba que Tom estaba con vos.

Tom'un, düşmanın olduğunu sanıyordum.

Pensaba que Tom era tu enemigo.

Paranın umurunda olmadığını sanıyordum.

Pensé que no te importaba el dinero.

Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.

Pensé que odiabas a Tom.

Tom'a güvenmediğini söylediğini sanıyordum.

Pensé que dijiste que no confiaste en Tom.

Yalnız olduğunu söylediğini sanıyordum.

Pensé que habías dicho que estabas sola.

Bütün gün uyuyacağını sanıyordum.

Pensé que ibas a dormir todo el día.

Daha yaşlı olacağını sanıyordum.

- Creía que eras más viejo.
- Creía que eras mayor.
- Creía que serías mayor.
- Creía que serías más mayor.

Senin gitmek istemediğini sanıyordum.

Pensé que no querías ir.

Tom için çalıştığını sanıyordum.

Pensé que estabas trabajando para Tom.

Ben yüzmeyi sevdiğini sanıyordum.

Creí que te encantaba nadar.

Ben 2.30 dediğimizi sanıyordum.

Pensé que habíamos dicho dos y media.

Onun orada olduğunu sanıyordum.

- Supuse que ella estaba allí.
- Supuse que ella estaba allá.

Onun beni sevdiğini sanıyordum.

Creía que me quería.

Tom'un Harvard'a gideceğini sanıyordum.

Pensaba que Tom estaba yendo a Harvard.

Tom'un Fransızcayı anladığını sanıyordum.

Asumí que Tom entendía francés.

Tom'un Mary'yi beklediğini sanıyordum.

Asumí que Tom estaba esperando a María.

Senin onu tanıdığını sanıyordum.

Creía que la conocías.

Onu sana anlattığımı sanıyordum.

Creía habértelo contado.

Evin şehir mekezinde sanıyordum.

Pensé que su casa quedaba en el centro.

Seni hiç görmeyeceğimi sanıyordum.

Creía que no te vería nunca.

Ben senin bugün geldiğini sanıyordum.

Pensaba que venías hoy.

Tom'un Mary'yi akvaryuma götüreceğini sanıyordum.

Pensé que Tom llevaría María al acuario.

Tom'un öğlene kadar uyuduğunu sanıyordum.

Pensé que Tom dormiría hasta el mediodía.

Mary'nin hâlâ beni sevdiğini sanıyordum.

Pensé que María aún me amaba.

Oyunun çok iyi gittiğini sanıyordum.

Pensaba que la obra había salido muy bien.

Tom'un yardıma ihtiyaç duyduğunu sanıyordum.

Pensé que Tom necesitaba ayuda.

Siz beylerin arkadaşlarım olduğunuzu sanıyordum.

Pensé que ustedes eran mis amigos.

Tom'la bir anlaşman olduğunu sanıyordum.

Creía que tenías un acuerdo con Tom.

Tom'la ilgili planların olduğunu sanıyordum.

Pensé que tenías planes con Tom.

Tek çocuk olduğunu söylediğini sanıyordum.

Pensé que habías dicho que solo eras un niño.

Ben bunu geri istediğini sanıyordum.

Pensé que querías esto de vuelta.

Seni bu konuda uyardığımı sanıyordum.

Creía haberte advertido al respecto.

Anahtarın her şeyi açtığını sanıyordum.

Creía que la llave lo abriría todo.

Beni daha iyi tanıdığını sanıyordum.

Creía que me conocías mejor.

- Tom'un bana vuracağını düşündüm.
- Tom'un bana çarpacağını sanıyordum.
- Tom'un bana vuracağını sanıyordum.

Pensé que Tom me iba a golpear.

Tom'un bize yardım etmeye çalışacağını sanıyordum.

Pensé que Tom intentaría ayudarnos.

Tom'un merhaba demek için uğrayacağını sanıyordum.

Pensé que Tom pasaría a decir hola.

Tom'un Boston'da bir gece kalacağını sanıyordum.

Pensé que Tom pasaría la noche en Boston.

Tom'un Mary'yi şimdiye kadar bulacağını sanıyordum.

Creí que para ahora Tom ya habría encontrado a María.

Ben onun senin işin olduğunu sanıyordum.

Pensaba que ese era tu trabajo.

Senin Fransızcada kötü olduğunu söylediğini sanıyordum.

Pensé que habías dicho que eras malo en francés.

Ben zaten bunun hakkında konuştuğumuzu sanıyordum.

Pensé que ya habíamos hablado de esto.

Ben onların hepsinin Kanadalı olduğunu sanıyordum.

Pensé que todos ellos eran canadienses.

Bu raporu yazanın Tom olduğunu sanıyordum.

Asumí que fue Tom quien escribió este reporte.

Tom'un burada olacağımı sana söylediğini sanıyordum.

Asumí que Tom te había dicho que yo estaría aquí.

Ne hakkında konuştuğumuzu Tom'un anladığını sanıyordum.

Asumí que Tom entendía de qué estábamos hablando.

Kendi başarılı işlerim yüzünden orada olduğumu sanıyordum.

Me imaginé que estaba ahí por mérito de mi trabajo.

Guguklu saatleri kum saatlerine tercih edeceğini sanıyordum.

Creía que preferías los relojes de cuco a los relojes de arena.

Tom'un gergin olacağını sanıyordum ama çok rahattı.

Pensé que Tom estaría nervioso, pero él estaba muy relajado.

Tom'un dün gece bir partisi vardı sanıyordum.

Pensé que Tom tuvo una fiesta anoche.

Tom ve Mary'nin karı koca olduklarını sanıyordum.

- Asumí que Tom y María eran marido y mujer.
- Asumí que Tom y Mary eran marido y mujer.

O zamanlar bunun zekice bir cevap olduğunu sanıyordum.

Y en ese momento, realmente pensé que era una respuesta bastante inteligente.

Tom'un bu öğleden sonra bir toplantısı olduğunu sanıyordum.

Pensé que Tom tuvo una reunión esta tarde.

Burada olduğunu sanıyordum ama buraya gelince de daha uzakta gibi görünüyor.

Creí que estaba por aquí, pero uno llega y, de repente, parece... que está más lejos.

- Benim en iyi arkadaşım olduğunu düşünüyordum.
- Benim en iyi arkadaşım olduğunu sanıyordum.

Pensé que eras mi mejor amigo.

Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.

Pensaba que él te quería, pero en realidad quería a otra.

Neden herkes için yeterli yiyeceğimiz yok ? Bu öğleden sonra alışverişe gittiğinizi sanıyordum.

¿Por qué no tenemos suficiente comida para todo el mundo? Pensaba que habías ido a comprar esta tarde.