Translation of "Söylemesi" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Söylemesi" in a sentence and their spanish translations:

Benden söylemesi

Dime

Söylemesi zor.

- Eso es difícil de decir.
- Es difícil de decir.

Söylemesi biraz zor.

Es solo una muestra.

Birinin doğruyu söylemesi gerekir.

Siempre se debe decir la verdad.

Onun bunu söylemesi şaşırtıcıydı.

- Me sorprendió que dijese eso.
- Me sorprendió que ella dijese eso.

- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.
- Söylemesi kolay ama yapması zor.

Es fácil de decir, pero no es fácil de hacer.

Onun öyle söylemesi onun kalpsizliği.

Es cruel por parte de él decir eso.

- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

Es más fácil decirlo que hacerlo.

Mary'ye gerçeği söylemesi için Tom kışkırtıldı.

Tom se sintió tentado de decirle la verdad a Mary.

Benden söylemesi, bu iyi bir yan etki.

Solo digo, un lindo beneficio secundario.

- Senin söylemen kolay.
- Senin için söylemesi kolay.

Es fácil para ti decirlo.

Tom, Mary'yi doğruyu söylemesi için ikna etti.

Tom convenció a Mary de que dijera la verdad.

Tom Mary'ye John'a gerçeği söylemesi için baskı yaptı.

Tom instó a Mary a decirle la verdad a John.

Tom'un Mary'ye ne duyması gerektiğini söylemesi kolay değildi.

No fue fácil para Tom decirle a Mary lo que necesitaba oír.

Söylemesi kolay yok efendim çocukların görüntüsünü kayıt ediyormuş Zoom

fácil de decir señor señor grabando la imagen de los niños Zoom

Ve eminim ki herkesin şarkıyı söylemesi onu çok mutlu eder.

y estoy seguro de que estará muy feliz de escucharlos cantar la canción.

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

Es más fácil decirlo que hacerlo.

- Onlar gerçeği söylemesi için onu zorladı.
- Onu gerçeği söylemeye zorladılar.

Lo forzaron a decir la verdad.

- Konuşması kolay, yap da görelim.
- Söylemesi yapmasından çok daha basit.

Es mucho más fácil hablar que actuar.

- Tom, Mary'ye söylemeliydi.
- Tom'un Mary'ye söylemesi gerekirdi.
- Tom'un Mary'ye anlatması gerekirdi.

- Tom debió haberle dicho a Mary.
- Tom debería habérselo dicho a Mary.
- Tom debería haberle dicho a Mary.

- Söylemesi kolay ama yapması zor.
- Kolaysa sen yap.
- Bekara karı boşamak kolaydır.

Es fácil de decir, pero no es fácil de hacer.

- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

- Es más fácil decirlo que hacerlo.
- Es fácil de decir, pero no es fácil de hacer.

Diana'nın şarkı söylemesi onu o kadar çok etkiledi ki o onun radyoda söylemesini istedi.

La voz de Diana lo impresionó tanto que él le pidió que cantara en la radio.

- Sevdiğim şarkıyı söylemesi için Tom'a rica ettim.
- Tom'a en sevdiğim şarkıyı söylemesini rica ettim.

Le pedí a Tom que cantara mi canción favorita.