Translation of "Olası" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Olası" in a sentence and their spanish translations:

Olası mı?

¿Es eso probable?

Çok olası değil.

Es muy improbable.

Daha olası hâle getirdiğini

más propensos a empezar a ejercitarnos,

Arkadaşlarına bahsetmeleri daha olası.

y más probable que refieran amigos,

Onların evlenmeleri olası değil.

Es poco probable que se casen.

Onun gelmesi olası değildir.

Es poco probable que ella venga.

Olası bir mazeret olamaz.

No puede haber ninguna excusa posible.

Lanet olası göt deliği!

- ¡Pelotudo de mierda!
- ¡Canto de cabrón!

Olası büyüklük 7 ve üzeri

posible tamaño 7 y superior

Lanet olası bir ruh yoktu.

- No había una sola condenada alma.
- No había ni dios.
- No había ni un alma.

Bu mümkün, ama olası değildir.

Es posible, pero no probable.

Başka olası bir açıklama yok.

No hay otra explicación posible.

Ben tüm olası sözlüklere danıştım.

Consulté todos los diccionarios que fue posible.

Ancak nörobilim aracılığıyla anlaşılması olası,

pero es potencialmente penetrable con la neurociencia,

Araziyi haritalayan, olası engelleri teşhis edendir.

a reconocer el terreno, identificar posibles obstáculos.

Erkek kardeşimin bu gece gelmesi olası.

Es posible que venga mi hermano esta tarde.

Öğle civarı Tokyo istasyonuna varmamız olası.

Posiblemente lleguemos a la estación de Tokio cerca del mediodía.

Bu lanet olası hiç mantıklı değil.

No se entiende una mierda.

Böylece başarılı olmanız daha olası oluyor

y es más probable que seamos exitosos.

Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que es improbable que las plantas sientan dolor.

Düşündüğün kadar aptal olması olası değil.

Es poco probable que ella sea tan estúpida como crees.

Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.

El problema es que descubrimos que eso no era muy posible.

Planı uygularken, bütün olası zorluklar hesaba katılmalıdır.

Al llevar a cabo el plan, deberías haber pensado en todas las posibles dificultades.

Herkes, bu olası olmasa bile zafere inanır.

Todos creen en la victoria, aunque sea improbable.

Kahretsin, lanet olası ev anahtarlarını nereye koydum?

- Joder, ¿dónde puse las llaves de mi casa?
- Mierda, ¿dónde cojones he puesto las llaves de casa?

İki şeyi aynı anda yapmak olası değildir.

No es posible hacer dos cosas a la vez.

- Siktir git!
- Lanet olası!
- Git kendini becer.

- ¡Que te jodan!
- ¡Que te zurzan!
- ¡Vete al carajo!
- ¡Vete a machacartela!
- ¡Que te follen!
- ¡Vete a la chingada!

Birinin beni tanımasının oldukça olası olmadığını biliyorum.

Yo sé que es muy improbable que cualquiera me conozca.

Bugün balina görmemizin pek olası olmayacağını biliyorum.

- Sé que es muy improbable que vayamos a ver alguna ballena hoy.
- Yo sé que es muy improbable que vayamos a ver algunas ballenas hoy.

Buralarda bir at göreceğiniz pek olası değildir.

Es muy improbable que alguna vez veas un caballo por aquí.

Nasıl tepki vereceklerine dair olası çıkarımlar ne olabilir?

frente a las oportunidades y los desafíos en sus vidas?

Bazı fitoöstrojenlerin, olası bir kanser riski taşıdığı düşünülüyor,

Algunos fitoestrógenos se relacionan con un posible riesgo de cáncer,

Ve saldırmaya hazır gergedanların öldürülmesi öldürmelerinden daha olası.

pero es más probable que sean matados a que ellos maten.

Birinin bana yardım edebilmesinin pek olası olmadığını biliyorum.

Sé que es muy improbable que cualquiera pueda ayudarme.

Bütün bu şeyleri satabileceğimizin oldukça olası olmadığını biliyorum.

Sé que es muy improbable que podamos vender todas estas cosas.

Ben hâlâ onun bugün geleceğinin olası olmadığını düşünüyorum.

Aún pienso que es poco probable que él venga hoy.

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que es improbable que una situación como esta vuelva a ocurrir alguna vez.

Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.

Es poco probable que alguien más que Tom estaría interesado en comprar esto.

Tom'un Mary'nin doğum günü partisine gelmemesi olası görünmüyordu.

Parecía improbable que Tom no viniera al cumpleaños de Mary.

Nereden geldiğini bulmaya çalıştıklarında ise olası bir kaynak buldular:

Cuando intentaron rastrear su origen, encontraron una fuente probable

Bizim rastgele seçim olası bir kazanan olarak sizi seçti.

¡Nuestro generador aleatorio lo ha elegido a usted como posible ganador!

Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.

- Creo que es altamente improbable que podamos escapar de esta prisión.
- Creo que es muy improbable que podamos huir de esta cárcel.

Senin onu tek başına yapabilmenin pek olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que es altamente improbable que puedas hacer eso por ti mismo.

CA: Yani, bu fikirle ilgili olası bir felsefi eleştiri de

CA: Una posible crítica filosófica a esta idea

Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.

Posibles efectos secundarios incluyen visión borrosa y dificultad respiratoria.

Ben, benim çalıntı motosikletimi tekrar görmemin pek olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que es altamente improbable que vuelva a ver mi motocicleta robada otra vez.

Bir sonraki modelin bundan daha iyi olacağının olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que no es muy probable que la siguiente modelo sea de alguna manera mejor que ésta.

- Artık onu yapmam pek olası değil.
- Muhtemelen artık onu yapmayacağım.

No es muy probable que vuelva a hacer eso.

Ve garipti. Napolyon onu "lanet olası bir hayvan" olarak bile tanımladı.

desordenado y torpe. Napoleón incluso lo describió como un "maldito bruto".

Birinin bana yardım etmek için istekli olacağının oldukça olası olmayacağını biliyorum.

Sé que es muy poco probable que alguien esté dispuesto a ayudarme.

Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que es altamente improbable que alguna vez consigamos cualquier ayuda del gobierno nacional.

Herhangi bir mağazanın bu modeli o fiyata satacağının olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que es improbable que cualquier tienda venda este modelo a ese precio.

Windows'un bir sonraki sürümünün bu ayın sonundan önce çıkmasının olası olmadığını düşünüyorum.

Creo que es improbable que la próxima versión de Windows salga antes del final de este mes.

Tom'un suçsuzluğunu kanıtlamak için herhangi bir kanıt bulmamızın hala olası olmadığını düşünüyorum.

Sigo pensando que es poco probable que encontremos alguna evidencia para demostrar la culpabilidad de Tom.

Benimle çıkmak isteyeceğinizin pek olası olmadığını biliyorum fakat hâlâ en azından bir kez sormalıyım.

Sé que es muy improbable que tú alguna vez quisieras salir conmigo, pero aún así tengo que preguntar al menos una vez.

Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.

Pienso que es improbable que extraterrestres similares a los que vemos en las películas hayan visitado nuestro planeta alguna vez.

Birkaç olası çeviri olduğunu anlarsanız benzer cümleleri not edin, çünkü aynı dilde birkaç çeviri ekleyebilirsiniz.

Si sientes que hay varias traducciones posibles, nota que para la misma frase puedes agregar varias traducciones en el mismo lenguaje.