Translation of "Kardeşinin" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Kardeşinin" in a sentence and their spanish translations:

Kardeşinin izinden git.

Sigue el ejemplo de tu hermana.

Bir yeğen birinin erkek kardeşinin veya kız kardeşinin oğludur.

Un sobrino es el hijo de un hermano o hermana.

Erkek kardeşinin adı Alexei mi?

¿Tu hermano se llama Alexei?

Erkek kardeşinin boyu ne kadar?

¿Cuánto mide tu hermano?

Kız kardeşinin çalıştığı gibi çalışmalısın.

Debes estudiar como tu hermana.

Senin kız kardeşinin adı ne?

¿Cómo se llama tu hermana?

Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.

La esposa del hermano de mi padre es mi tía.

Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.

La esposa del hermano de mi madre es mi tía.

Babamın kız kardeşinin kocası benim eniştem.

El marido de la hermana de mi padre es mi tío.

Annemin kız kardeşinin kocası benim eniştemdir.

El marido de la hermana de mi madre es mi tío.

Senin kız kardeşinin çocukları var mı?

¿Tu hermana tiene hijos?

Tom, kız kardeşinin kayıp olduğunu bildirdi.

Tom informó acerca de la desaparición de su hermana.

Kardeşinin sözlüğünün aynısından bende de var.

Tengo el mismo diccionario que tu hermano.

Bu onun kız kardeşinin işi olmalı.

Debe haber sido cosa de su hermana.

Erkek kardeşinin daha iyi olduğunu umuyorum.

Espero que tu hermano esté mejor.

Erkek kardeşinin ani ölümü onları şaşırttı.

La repentina muerte de su hermano los sorprendió.

Erkek kardeşinin adını unuttum; onun adı nedir?

He olvidado el nombre de tu hermano, ¿cómo se llama?

En küçük erkek kardeşinin boyu ne kadar?

¿Cuánto mide el más joven de tus hermanos?

Tom'un kız kardeşinin elbiselerini giymemesini rica ettim.

Le pedí a Tom que no se pusiera la ropa de su hermana.

Tom, karımın küçük erkek kardeşinin bir arkadaşı.

Tom es amigo del hermano menor de mi esposa.

Tom öldürülen erkek kardeşinin öcünü almak istiyor.

Tom quiere vengar la muerte de su hermano.

O, kız kardeşinin giydiği aynı tür elbiseleri giyer.

- Ella viste el mismo tipo de ropa que viste su hermana.
- Ella lleva el mismo tipo de ropa que lleva su hermana.

Tom ve genç erkek kardeşinin ayrı olduğunu söyleyemem.

No puedo diferenciar a Tom de su hermano pequeño.

Kız kardeşinin ne kadar güzel olduğundan hiç bahsetmedin.

Nunca mencionaste cuan bella es tu hermana.

O, küçük erkek kardeşinin ev ödevine yardım etti.

Ella ayudó a su hermano pequeño con sus deberes.

Mary ve kız kardeşinin benzer saç sitili var.

Mary y su hermana tienen un peinado similar.

Tom'un erkek kardeşinin sahip olduğundan daha az parası var.

Tom tiene menos dinero que su hermano.

Kız kardeşinin ameliyatından sonra tehlikede olmadığını duymaktan memnuniyet duyuyorum.

Me complace saber que tu hermana está fuera de peligro tras la operación.

Bu sabah Tom kız kardeşinin hâlâ yatakta hasta olduğunu söyledi.

Esta mañana Tom dijo que su hermana todavía estaba en cama enferma.

O, ısrarlı bir sesle erkek kardeşinin mektubu teslim etmesini istedi ve öldü.

Con voz insistente, le pidió a su hermano que entregase la carta, y falleció.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.

Alicia se empezaba a aburrir mucho de estar sentada junto a su hermana en la orilla del arrollo sin tener nada que hacer: una o dos veces había ojeado el libro que su hermana leía, pero no tenía figuras ni diálogos en él, '¿y qué uso tiene un libro sin figuras o diálogos?', pensó Alicia.