Translation of "Istersiniz" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Istersiniz" in a sentence and their spanish translations:

Hangisini istersiniz?

¿Cuál te gustaría?

Yumurtalarınızı nasıl istersiniz?

- ¿Cómo quieres los huevos?
- ¿Cómo quiere los huevos?

Kimle konuşmak istersiniz?

¿Con quién quisiera hablar?

Onu nasıl istersiniz?

¿Cómo lo quiere?

Nerede yaşamak istersiniz?

¿Dónde te gustaría vivir?

Ne yemek istersiniz?

- ¿Qué le apetece?
- ¿Qué quiere comer?

Patatesleri nasıl istersiniz?

¿Qué tal unas patatas?

Hangi mezhepleri istersiniz?

¿En qué billetes los quiere?

Hangi dövizi istersiniz?

¿Qué divisa quiere?

Kahvenizi nasıl istersiniz?

¿Cómo quiere su café?

Ne içmek istersiniz?

¿Qué queréis beber?

Hangi kitabı istersiniz?

¿Qué libro te gustaría?

Harekete geçmek mi istersiniz?

¿Quieren moverse?

Kahvaltı için ne istersiniz?

- ¿Qué quieres desayunar?
- ¿Qué quiere usted desayunar?

Başka nereye gitmek istersiniz?

¿A dónde más te gustaría ir?

Başka kimi suçlamak istersiniz?

¿A quién más quisieras culpar?

Onun ne yapmasını istersiniz?

¿Qué querías que hiciera?

Hangi odada kalmak istersiniz?

¿En qué habitación se quiere quedar?

Ne satın almak istersiniz?

¿Qué quisiera comprar?

Hangi kulübe katılmak istersiniz?

¿A qué club quieres unirte?

Hangi odayı ayırtmak istersiniz?

¿Qué habitación desea reservar?

Size nasıl hitap etmemi istersiniz?

¿Cómo quieres que te llame?

Onu ne zaman görmek istersiniz?

¿Cuándo te gustaría verle?

Bu akşam nerede yemek istersiniz?

¿Dónde desean comer esta noche?

Hangi yerleri ziyaret etmek istersiniz?

- ¿Qué lugares desearías visitar?
- ¿Qué lugares le gustaría visitar?

- Ne içmek istersiniz?
- Ne içmek istersin?

¿Qué desea beber?

- Nereye gitmek istersiniz?
- Nereye gitmek istiyorsun?

- ¿Adónde querés ir?
- ¿A dónde quieres ir?

Tatlı olarak hangi meyveyi yemek istersiniz?

¿Qué fruta te gustaría tener de postre?

- Yumurtanı nasıl istersin?
- Yumurtanızı nasıl istersiniz?

¿Cómo te gustan los huevos?

Bir ana yemek olarak ne istersiniz?

¿Qué entrante desea usted?

- Ne yapmak istersin?
- Ne yapmak istersiniz?

- ¿Qué te gustaría hacer?
- ¿Qué querrías hacer?

- Nereye oturmak istersin?
- Nerede oturmak istersiniz?

¿Dónde le gustaría sentarse?

Önündeki kadın da "Nasıl istersiniz?" diye sordu.

La que atiende le pregunta: "¿Cómo lo quiere?"

Tercihen iyi bir gün mü geçirmek istersiniz,

¿tendrán un buen día...

Yoksa kötü bir gün mü geçirmek istersiniz?

... o un mal día?

Ve yetişkinlerin dünyasına hazırlamak istersiniz, değil mi?

querrán prepararles para el mundo adulto, ¿verdad?

Ne yapmak istersiniz, eve gitmek ister misiniz?

¿Qué quieren hacer, irse a casa?

Fince mi yoksa İngilizce mi konuşmamı istersiniz?

¿Quieres que hable en finlandés o en inglés?

- İyi günler. Ne istersiniz?
- İyi günler. Ne istemiştiniz?

Buenos días, ¿qué desea?

Viskinizi susuz mu istersiniz yoksa onu suyla karıştırmalımıyım?

¿Quiere whisky puro o lo mezclo con agua?

- Ne istiyorsunuz?
- Ne istiyorsun?
- Ne istersin?
- Ne istersiniz?

- ¿Qué quieres?
- ¿Qué quieren?
- ¿Qué queréis?
- ¿Qué querés?
- ¿Qué queríais?
- ¿Qué quiere usted?

- Kahvaltı için ne istersiniz?
- Kahvaltı için ne istiyorsun?

- ¿Qué quieres desayunar?
- ¿Qué quiere usted desayunar?
- ¿Qué quieres para desayunar?
- ¿Qué quiere de desayuno?

Ne kadar çok bilirseniz, o kadar çok öğrenmek istersiniz.

Y cuanto más sepas, más querrás saber.

- Nerede oturmak istiyorsun?
- Nereye oturmak istersin?
- Nereye oturmak istersiniz?

¿Dónde te quieres sentar?

Pencere yanı mı yoksa koridorda mı bir yer istersiniz?

¿Desea un asiento de ventanilla o de pasillo?

Akşam yemeği için kimin geldiğini bilmek istersiniz diye düşündüm.

Pensé que te gustaría saber quién va a venir a cenar.

- Öğle yemeğinde ne yemek istersin?
- Öğle yemeğinde ne yemek istersiniz?

¿Qué quiere comer de almuerzo?

Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.

En estos casos, deben tener algo que proteja la cuerda del filo de la roca.

- İyi günler, ne istiyorsunuz?
- İyi günler. Ne istersiniz?
- İyi günler. Ne istemiştiniz?

- Buenos días, ¿qué quieres?
- Buenos días. ¿Qué quieres?

- Kanapede uyumak ister misin?
- Kanapede uyumak ister misiniz?
- Kanapede mi uyumak istersin?
- Kanapede mi uyumak istersiniz?

¿Quieres dormir en el sofá?