Translation of "Inkar" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Inkar" in a sentence and their spanish translations:

Onu inkar etmeyin.

No lo niegues.

Onu inkar edemezsin.

No puedes negar eso.

Onu inkar edemedim.

- No pude negarlo.
- No lo pude negar.

Gerçek inkar edilemez.

La verdad es innegable.

Onu inkar etmiyorum.

Eso no lo niego.

Onu inkar etmeyeceğim.

- No lo negaré.
- No lo voy a negar.

Bunu yaptığını inkar ediyor.

Él niega haberlo hecho.

Onu yaptığını inkar etti.

Negó haberlo hecho.

Suça katıldığını inkar etti.

Él negó su participación en el crimen.

O gerçek inkar edilemez.

Ese hecho no puede ser negado.

Komploya katıldığını inkar etti.

Ella negó haber tomado parte en el plan.

Bunu inkar mı ediyorsun?

¿Niegas eso?

Her şeyi inkar ediyorum.

Niego todo.

Tom bunu inkar etmedi.

Tom no lo negó.

Çocuk bisikleti çaldığını inkar etti.

El niño negó haber robado la bicicleta.

Mary parayı çaldığını inkar etti.

María negó haber robado el dinero.

Tom parayı çaldığını inkar etti.

Tom negó haber robado el dinero.

Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir.

Es un hecho que no puedes negar.

Adam arabayı çaldığını inkar etti.

El tipo negó haber robado el auto.

Onun zeki olduğu inkar edilemez.

No se puede negar que es inteligente.

O, orada olduğunu inkar etti.

Ella negó haber estado ahí.

Onun dürüst olduğunu inkar edemeyiz.

No podemos negar que él es honesto.

Sigaranın zararlı etkileri inkar edilemez.

No se pueden negar los efectos dañinos de fumar.

Tom hırsız olduğunu inkar etti.

Tom negó que él fuera el ladrón.

Tom camı kırdığını inkar ediyor.

Tom niega que hubiera roto la ventana.

Adam parayı aldığını inkar etti.

El hombre negó haber tomado el dinero.

O, onu yaptığını inkar ediyor.

Niega que lo haya hecho.

O, onunla buluştuğunu inkar etti.

Ella negó haberlo encontrado.

- İnkar edilmez bir şey varsa mahkum suçludur.
- Mahkumun suçlu olduğu konusunda inkar yok.

Es innegable que el reo es culpable.

Onu inkar etmeye çalışmanın faydası yok.

Es inútil que trates de negarlo.

Ateşin yandığı gerçeğini kimse inkar edemez.

Nadie puede negar el hecho de que el fuego quema.

Böyle bir şey söylediğini inkar etti.

Él negó haber dicho algo así.

Onun dürüst olduğu gerçeğini inkar edemeyiz.

No podemos negar que él es honesto.

Tom'un söylediğinin doğru olduğunu inkar edemezsin.

No podés negar que lo que Tom estás diciendo es verdad.

Jessie'nin dürüst olduğu gerçeğini inkar edemeyiz.

No podemos negar el hecho de que Jessie es honesto.

Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.

Es innegable: la presencia crea posibilidades.

Onun çok verimli olduğunu inkar etmek yok.

No se puede negar que es muy eficaz.

- Parayı çaldığını inkar etti.
- Parayı çaldığını reddetti.

Él negó haber robado el dinero.

Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.

Que la Tierra es redonda es un hecho que nadie puede negar.

Onun hakkında bir şey bildiğini inkar etti.

Él negó saber algo al respecto.

O böyle bir şey söylediğini inkar etti.

Él nego haber dicho tal cosa.

İnkar, en güçlü insan savunma mekanizmalarından biridir.

La negación es uno de los mecanismos de defensa humanos más fuertes.

- Tom söylentiyi reddetti.
- Tom söylentiyi inkar etti.

Tom negó el rumor.

Ben bunu ne onaylayabilirim ne de inkar edebilirim.

No puedo confirmarlo ni negarlo.

Tom şu ana kadar Boston'da bulunduğunu inkar etti.

Tom negó haber estado alguna vez en Boston.

Tom Mary ile her zaman buluştuğunu inkar etti.

Tom negó haber estado con Mary alguna vez.

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı fakat o inkar etti.

Tom acusó a Mary de haberle robado su dinero, pero ella lo negó.

- O, gerçekleri yalanladı.
- O, gerçekleri inkar etti.
- O, gerçekleri reddetti.

- Él negó los hechos.
- Negó los hechos.

Hiç kimse Leanne'in benim kız arkadaşım olduğu gerçeğini inkar edemez.

Nadie puede negar el hecho que Leanne es mi novia.

- Mary bunu inkar etti.
- Mary bunu reddetti.
- Mary bunu yalanladı.

Mary lo negó.

- Rüşvet kabul ettiğini inkar etti.
- Rüşveti kabul ettiğini inkâr etti.

Él negó que había aceptado el soborno.

Onların birbirleriyle konuştuklarını görsek bile o onunla buluştuğunu inkar etti.

Ella negó haberse encontrado con él aunque les vimos hablando.

Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.

Negar una educación de calidad a los hijos de las familias trabajadoras es tan malo como negarles atención médica o cuidado infantil a las familias trabajadoras.

Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.

Incluso hoy en día, su teoría se mantiene prácticamente irrefutable.

Hatalısınız. Papa Cenapları her açıdan hatalıdır. Mesih buraya Kolomb'la birlikte gelmedi. Gelen Deccaldi. Yerli soykırımı, II. Dünya Savaşındaki soykırımdan daha kötüydü, papa bile bunu inkar edemez.

Está equivocado, Su Santidad está equivocado, lo digo con respeto. Cristo no llegó aquí con Colón, quien llegó fue el Anticristo. El holocausto indígena fue peor que el Holocausto de la Segunda Guerra Mundial, ni el papa ni nadie puede negar eso.