Translation of "Ikiye" in Spanish

0.016 sec.

Examples of using "Ikiye" in a sentence and their spanish translations:

Onu ikiye kes.

Pártelo a la mitad.

İkiye çeyrek var.

Son las dos menos cuarto.

Bunu ikiye böl.

Parta usted esto por la mitad.

Çocuk pastayı ikiye kesti.

- El niño cortó el pastel en dos.
- El chico cortó el pastel por la mitad.

O, pastayı ikiye kesti.

- Cortó la tarta en dos.
- Ella cortó la torta por la mitad.

Sabah ikiye kadar gelmedi.

Él no regresó hasta las dos de la mañana.

Sekiz ikiye bölünürse dörttür.

Ocho entre dos es cuatro.

Sabah ikiye kadar konuştuk.

Conversamos hasta las dos de la mañana.

Biz ikiye kadar konuştuk.

Estuvimos hablando hasta las dos.

O, elmayı ikiye kesti.

Cortó la manzana en dos mitades.

Bu bahçe ikiye ayrılır.

El camino se bifurca aquí.

Yol burada ikiye ayrılıyor.

- Aquí el camino se divide en dos.
- El camino se bifurca aquí.

şimdi yer kabuğunu ikiye ayıralım

ahora vamos a dividir el caparazón del suelo en dos

O, yeni on ikiye girdi.

Ella acaba de cumplir los doce.

Bir ekran odayı ikiye böldü.

Un biombo dividía la habitación en dos.

Biz tür olarak ikiye ayırsak da

aunque lo dividimos en dos especies

Banka sekizden ikiye kadar açık kalır.

El banco queda abierto desde las ocho hasta las dos.

LGBTQI kadınlarının cinselliği için bu ikiye katlanıyor.

que ha sido odiada y borrada de maneras muy concretas.

Gelirimizin her yıl ikiye katlandığını, borcumuzun olmadığını,

me entusiasma y enorgullece contarles

O, mektubu alır almaz onu ikiye yırttı.

Él partió la carta en dos apenas la recibió.

Elma bir bıçakla onun tarafından ikiye kesildi.

Ella partió la manzana en dos con un cuchillo.

O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.

Esa crisis amenazaba con dividir a la nación.

Sağ kanatta ise, Kartaca gemileri Romalıları ikiye katlamış durumda.

En el flanco derecho, las naves cartagineses doblan a los romanos.

Sonunda John ve Sue elmayı ikiye bölmeye karar verdiler.

Al final, John y Sue decidieron partir la manzana por la mitad.

Davout'un 26.000 adamı ikiye birden fazla olasılıkla karşı karşıya kaldı.

los 26.000 hombres de Davout enfrentaron probabilidades de más de dos a uno.

Saat ikiye kadar yatmadan onu bekledik ve sonra yatmaya gittik.

Lo esperamos hasta las dos y, finalmente, nos fuimos a dormir.

Arkadaşlar ikiye ayrılır: Parayla satın alınabilenler ve parayla satın alınamayanlar.

Hay dos clases de amigos: los que se compran, y los invaluables.

Ve Montebello'da onu ikiye bir aşan Avusturyalı bir güçle karşılaştı. Lannes

y , en Montebello, se encontró con una fuerza austriaca que la superaba en número dos a uno. Lannes

, zaten nesli tükenme tehdidi altında olan Asya fillerinin durumunu ikiye katlamış

tierra llegó a duplicar la difícil situación de los elefantes asiáticos, que ya