Translation of "Heyecanlı" in Spanish

Tom heyecanlı.

- Tom está emocionado.
- Tom está entusiasmado.
- Tom está ilusionado.

Heyecanlı görünüyordu.

Ella parecía emocionada.

Heyecanlı mısın?

¿Estás emocionado?

Tom çok heyecanlı.

Tom está muy emocionado.

Tom heyecanlı olacak.

Tom estará encantado.

Herkes çok heyecanlı.

Todos están muy emocionados.

Tom heyecanlı değil.

Tom no está entusiasmado.

O tamamen heyecanlı.

Está de los nervios.

Heyecanlı kızlar hoş görünebilir.

Las chicas excitadas a veces parecen bonitas.

Ne heyecanlı bir oyun!

¡Qué juego tan emocionante!

O çok heyecanlı idi.

Ella estaba muy emocionada.

- Heyecanlı görünüyor.
- Heyecanlanmış görünüyor.

Ella se ve emocionada.

Tom çok heyecanlı görünüyor.

Tom se ve muy emocionado.

Tom mutlu ve heyecanlı görünüyor.

Tom parece estar feliz y emocionado.

Ben kendimi gerçekten heyecanlı hissettim.

Me notaba muy animado.

Benim kadar heyecanlı olmadığına inanamıyorum.

No puedo creer que no estés tan emocionado como yo.

Tom çok heyecanlı olduğunu söyledi.

Tom dijo que estaba muy emocionado.

Bob futbol maçını izlemede heyecanlı görünüyor.

Bob parece emocionado acerca de ver el partido de fútbol.

Onların her ikisi de çok heyecanlı.

Los dos están muy emocionados.

Başka biri bu konuda heyecanlı mı?

¿Alguien más está emocionado por esto?

Adam: Heyecanlı olmasının bir sebebi de

Parte de la razón por la cual es muy interesante es porque estas yendo

Tom seninle karşılaştığı için çok heyecanlı.

Tomás está muy entusiasmado de conocerte.

Heyecanlı kadın kazayı bir nefeste açıklamaya çalıştı.

La mujer excitada trató de explicar el accidente en un respiro.

Onun çok heyecanlı olduğunu fark etmedin mi?

¿No te diste cuenta que ella estaba muy emocionada?

En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.

En el momento más intrigante, toda la gente lucía muy tensa.

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.

Ha escrito un par de emocionantes historias de detectives.

Ve herkes plan için o kadar heyecanlı ki

todos los demás están tan entusiasmados con el plan,

O bölge giderek daha heyecanlı ve yeniden kullanılabilir oluyor.

se vuelve más y más excitable y fácil de usar con cada vez.

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

Dice que resultó herido porque el leopardo estaba irritado y excitado.