Translation of "Dilemek" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Dilemek" in a sentence and their spanish translations:

Özür dilemek zorundayım.

Tengo que pedir disculpas.

Özür dilemek istiyorum.

Quiero disculparme.

- Özür dilemek zorunda değilsin.
- Özür dilemek zorunda değilsiniz.

No hace falta que te disculpes.

Özür dilemek için buradayım.

Estoy aquí para disculparme.

Tom özür dilemek istemiyor.

Tom no se quiere disculpar.

Sadece özür dilemek istiyordum.

Solo quería disculparme.

Özür dilemek zorunda değilsin.

No hace falta que te disculpes.

Özür dilemek büyük bir erdemdir.

El disculparse es una gran virtud.

Sadece sana şans dilemek istedim.

Solo quería desearte suerte.

Sana iyi şanslar dilemek istedik.

Queríamos desearte buena suerte.

Tom özür dilemek için burada.

Tom está aquí para disculparse.

Oğlum adına özür dilemek istiyorum.

Quisiera pedir disculpas en nombre de mi hijo.

- Özür dilemek zorundayım.
- Özür dilemeliyim.

Tengo que pedir disculpas.

Gitmezsen, özür dilemek zorunda kalacaksın.

Si no va tendrá usted que excusarse.

Buraya özür dilemek için gelmedim.

No vine aquí a pedir disculpas.

Yanlış yaptığınızda hemen özür dilemek zorundasınız.

Al haber hecho algo malo debes pedir disculpas de inmediato.

Geçen gün için özür dilemek istiyorum.

Quiero disculparme por lo del otro día.

Dün olan için özür dilemek istedim.

Quería disculparme por lo que pasó ayer.

Bazen özür dilemek için çok geçtir.

A veces es demasiado tarde para pedir disculpas.

Özür dilemek için şimdi çok geç.

Ya es muy tarde para pedir disculpas.

Tom Mary'ye özür dilemek zorunda değil.

- Tom no necesita disculparse con Mary.
- Tom no tiene que disculparse con Mary.

Söylediğim her şey için özür dilemek istiyorum.

Quiero disculparme por todo lo que dije.

Tek yapmanız gereken geç kaldığınız için özür dilemek.

Todo lo que tienes que hacer es pedir perdón por llegar tarde.

Söylediğim tüm berbat şeyler için özür dilemek istiyorum.

Quiero disculparme por todas las cosas terribles que dije.

Ben sadece sana mutlu bir Noel dilemek istiyorum.

Sólo quiero desearte una feliz Navidad.

Adam onun yüzüne yumruk attığında o, özür dilemek üzereydi.

Él iba a disculparse cuando el hombre le pegó un puñetazo en la cara.

Neden özür dilemek zorunda olduğuma dair herhangi bir neden görmüyorum.

- No veo por qué debería disculparme.
- No veo ninguna razón por la que tenga que disculparme.

- Benim özür dilemek gibi niyetim yok.
- Benim özür dilemeye niyetim yok.

No tengo intención de disculparme.

Ondan özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.

Llamé a Susan para disculparme con ella, pero me colgó.

Tom, Mary'yi ona özür dilemek için aradı fakat o onun yüzüne kapadı.

Tom llamó a Mary para disculparse, pero le colgó.