Translation of "Derinden" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Derinden" in a sentence and their spanish translations:

derinden içerlemişti .

haber sido puesto bajo su mando.

Hikayeden derinden etkiledim.

La historia me conmovió mucho.

Birbirlerini derinden seviyorlar.

Ellos se aman profundamente el uno al otro.

Tabii ki derinden hissetmişti.

la ira que conduce a la protesta.

Hâlâ onlardan derinden kopuktum.

mientras yo quedaba profundamente desconectada.

Gelecek yaşamını derinden düşünüyordu.

Él estaba meditando acerca de su futura vida.

Ekonomi, siyasete derinden bağlı.

La economía está profundamente relacionada con la política.

Onun hikayesinden derinden etkilendik.

Estábamos profundamente conmovidos por su historia.

Onun konuşmasından derinden etkilendim.

Su discurso me conmovió profundamente.

Haber onu derinden etkiledi.

La noticia le afectó mucho.

Tom, Mary'ye derinden âşık.

Tom está perdidamente enamorado de Mary.

Sami, Leyla'ya derinden aşık.

Sami está locamente enamorado de Leila.

Gezegensel sınırlar derinden birbirleriyle bağlantılı

Los límites del planeta están profundamente conectados

Birbirimizi derinden görmüyoruz, iyi davranmıyoruz.

No nos vemos con profundidad, ni nos tratamos bien.

Filmi gördükten sonra derinden etkilendim.

Tras la película me puse tan conmovido.

Seni söyleyebileceğimden daha derinden seviyorum.

Te amo más de lo que pueda decirte.

Tom Mary'ye derinden aşık oldu.

Tom estaba profundamente enamorado de Mary.

Son olaylar onu derinden etkiledi.

Los acontecimientos recientes le han afectado profundamente.

Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.

Estábamos profundamente impresionados por el elocuente discurso del expositor.

Tom ve Mary derinden âşıklar.

Tom y Mary están profundamente enamorados.

Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe,

Pero aprendí que, cuanto más profundizaba en mis libros,

Dünyaya derinden ve yakından bakma arzumun,

Mi amor por mirar profundamente y de cerca el mundo,

...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.

se conectará profundamente con el ritmo del océano,

Tom Mary'nin söyledikleri tarafından derinden etkilendi.

Tom estaba profundamente conmovido por lo que Mary dijo.

Jack, derinden pişman olmuş gibi görünüyor.

Jack parece lamentarlo profundamente.

İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.

La gente lamentó profundamente su repentina muerte.

Tom ve Mary birbirlerine derinden âşıklar.

Tom y Mary están profundamente enamorados.

Bu derinden gömülü okyanusik tektonik tabaka olan

que sale de esta placa tectónica oceánica muy enterrada

Derinden gelen gereksinim ve isteklere hitap edebilmeli.

Debe resonar con profundos deseos y necesidades.

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

Su lenta y dolorosa muerte preocupó profundamente a Napoleón.

Bense onun dünyasını daha da derinden görmeye,

así que comencé un nuevo proceso

Tom Mary'nin tüm yardımları için derinden minnettardır.

Tom está profundamente agradecido por toda la ayuda de Mary.

Onun cesur mücadelesinin hikayesi bizi derinden etkiledi.

La historia de su valiente lucha nos conmovió profundamente.

Tom May'nin gözlerine derinden baktı ve gülümsedi.

- Tom miró profundamente a los ojos de María y sonrió.
- Tom miró profundamente a María a los ojos y sonrió.

Büyükanne beklenmedik bir şekilde öldüğünde aile derinden sarsıldı.

La familia sufrió una conmoción cuando la abuela murió inesperadamente.

Ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu

pude entender claramente

Ben Frida Kahlo'nun hayatına ve çalışmalarına derinden hayranlık duyuyorum.

Admiro profundamente la vida y obra de Frida Kahlo.

Bu anın şimdiye kadar sahip olduğun her şey olduğunu derinden fark et.

Date cuenta profundamente de que el momento presente es todo lo que siempre tienes.

- Tom sanat tarihi ile son derece ilgilenmeye başladı.
- Tom, sanat tarihiyle derinden ilgilenmeye başladı.

Tom se interesó profundamente en la historia del arte.