Translation of "Düşünmüyor" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Düşünmüyor" in a sentence and their spanish translations:

Öyle düşünmüyor musun?

- ¿No lo crees?
- ¿A ti no te lo parece?

Tom öyle düşünmüyor.

Tom no piensa así.

Hiç kimse öyle düşünmüyor.

Nadie piensa eso.

Şanslı olduğunu düşünmüyor musun?

¿Creés que tenés suerte?

Bazı insanlar öyle düşünmüyor.

Algunas personas no piensan así.

Tom Mary'nin geleceğini düşünmüyor.

Tom no cree que Mary vaya a venir.

Tom yaptığıyla ilgilendiğimi düşünmüyor.

Tom no cree que esté interesado en lo que hace.

Tom'un yarışı kazanacağını kimse düşünmüyor.

Nadie cree que Tom gane la carrera.

Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?

- ¿No crees que esto es raro?
- ¿No crees que es extraño?

Tom Mary'nin deli olduğunu düşünmüyor.

Tom no piensa que María esté loca.

Jane'nin babasına benzediğini düşünmüyor musun?

¿No crees que Jane se parece a su padre?

Tom'un meşgul olabileceğini düşünmüyor musun?

¿No piensas que Tom podría estar ocupado?

Tom yarın yağmur yağacağını düşünmüyor.

Tom no cree que llueva mañana.

Tom Mary'nin annesine benzediğini düşünmüyor.

Tom no piensa que Mary se vea como su madre.

Tom Mary'nin haklı olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que Mary tenga razón.

Tom Mary'nin evde olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que Mary esté en casa.

Tom işe uygun olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree estar capacitado para el trabajo.

Tom onu yapmam gerektiğini düşünmüyor.

Tom no cree que yo necesite hacerlo.

Tom, Mary kadar yaratıcı olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que sea tan creativo como Mary.

Artık hiç kimse o şekilde düşünmüyor.

Ya nadie piensa de esa manera.

Hiç kimse Tom'un yarışı kazanacağını düşünmüyor.

Nadie cree que Tom gane la carrera.

Tom başka birinin gelmek isteyeceğini düşünmüyor.

Tom no cree que alguien más quiera venir.

Tom Mary'nin gerçekten düşündüğünü söylediğini düşünmüyor.

Tom no cree que Mary esté diciendo lo que en verdad piensa.

Tom onun deodoran kullanması gerektiğini düşünmüyor.

Tom no cree que necesite usar desodorante.

Tom Mary'nin planının uygulanabilir olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que el plan de Mary sea factible.

Tom bunun kendi hatası olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que fuera culpa suya.

Tom yanlış bir şey yaptığını düşünmüyor.

Tom no cree haber hecho nada malo.

Tom, Mary'nin ne yapacağını bildiğini düşünmüyor.

Tom no cree que Mary sepa qué hacer.

Onun kötü bir şey olduğunu düşünmüyor musun?

¿No crees que es una cosa mala?

Onun burada olmamasının tuhaf olduğunu düşünmüyor musun?

¿No encuentras extraño que él no esté aquí?

Biraz daha dikkatli olman gerektiğini düşünmüyor musun?

- ¿No crees que deberías ser un poco más cuidadoso?
- ¿No crees que deberías tener un poco más de cuidado?

Hiç olmazsa Tom'u aramamız gerektiğini düşünmüyor musun?

¿No crees que por lo menos deberíamos llamar a Tom?

Tom başına kötü bir şey geleceğini düşünmüyor.

Tom no cree que se vaya a meter en problemas.

Tom Mary'nin işi çok iyi yapacağını düşünmüyor.

Tom no cree que María vaya a hacer muy bien el trabajo.

Mary, Tom'un çok da zeki olduğunu düşünmüyor.

María piensa que Tom no es muy inteligente.

- Onlar düşünmüyor, öyleyse yoklar.
- Düşünmüyorlar, öyleyse yoklar.

No piensan, así que no existen.

Tom Mary'nin akıllı bir karar verdiğini düşünmüyor.

Tom no piensa que Mary haya tomado una sabia decisión.

Tom Mary'nin yaptı dediğin şeyi yaptığını düşünmüyor.

Tom no cree que Mary hiciera lo que dijiste que hizo.

Tom onun Mary'nin bir hatası olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que la culpa fuera de Mary.

Onlara bir teşekkür notu yazman gerektiğini düşünmüyor musun?

¿No crees que deberías escribirles una nota de agradecimiento?

Şu anda Tom'la birlikte olman gerektiğini düşünmüyor musun?

¿No crees que ahora mismo deberías estar con Tom?

İnsanların benim hakkımda ne dediğini bildiğimi düşünmüyor musun?

¿No crees que sé lo que la gente dice de mí?

Tom Mary'nin Fransızca telaffuzunun çok iyi olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que la pronunciación francesa de Mary sea muy buena.

Tom içtiğinden dolayı Mary'nin eve götürmesi gerektiğini düşünmüyor.

Tom no cree que Mary deba conducir hasta casa porque ha estado bebiendo.

Tom onun öyle büyük bir problem olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que sea un problema tan grande.

Tom onun öyle büyük bir anlaşma olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que eso sea la gran cosa.

Tom bugün sana yardım edecek zamanı olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que hoy día tenga tiempo para ayudarte.

Tom Mary'nin bütün ev ödevini kendi başına yaptığını düşünmüyor.

- Tom no cree que Mary haya hecho toda la tarea ella sola.
- Tom no cree que Mary haya hecho sola todos sus deberes.

Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.

Tom no cree que Mary esté dispuesta a prestarle su guitarra.

Tom, Mary'nin öğretmen olmak için biçilmiş kaftan olduğunu düşünmüyor.

Tom no cree que Mary esté hecha para ser profesora.

Bazen bize de şans verseler neler yaparız diye düşünmüyor muyuz

a veces no pensamos qué haríamos si nos dieran una oportunidad

Bu bilgisayar oyununun Tom için biraz çok zor olabileceğini düşünmüyor musun?

¿No piensas que este juego de computador pueda ser un poco demasiado difícil para Tom?

Mağaza sahibi "Fakat onun biraz büyük olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu.

-¿Pero no piensa que es un poco grande? -preguntó la dependienta.

Bunun hakkında Tom'la konuşmak için hala biraz çok erken olduğunu düşünmüyor musun?

¿No os parece que es un poco pronto para hablar de eso con Tom?

- Sence tüm politikacılarımız çok yaşlı değil mi?
- Tüm politikacılarımızın çok yaşlı olduğunu düşünmüyor musun?

¿No piensas que todos nuestros políticos son demasiado viejos?