Translation of "Cinsiyet" in Spanish

Feminist: "Günümüzde toplumsal cinsiyet

Un feminista es un hombre o una mujer que dice

Bir diğeri cinsiyet bakanı

Otra mujer como ministra de Género,

Ve cinsiyet kurallarına uyduğumda

cuando hablo de cosas de chicos

Cinsiyet temelli ayrımcılık yasaklanmıştır.

La discriminación sobre la base del género sexual está prohibida.

Dilbilgisel cinsiyet evrensel değildir.

El género gramatical no es universal.

Dikkatimizi gerçek cinsiyet eşitliğine çeviririz,

debemos centrarnos en la verdadera igualdad de género,

Ne zaman ki cinsiyet değiştirdim

Y cuando hice la transición,

Eğer cinsiyet değiştirmiş biri değilseniz

que dudo que ustedes puedan aprender,

Eğer cinsiyet eşitliğinde başarıya ulaşırsak

Si ganamos terreno en la equidad de género,

Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.

Tom cree en roles de género tradicionales.

Bu ülkede cinsiyet eşitliği vardır.

Hay igualdad de sexos en este país.

Birçok kültür cinsiyet farkını oluşturmak için

Muchas culturas no miran principalmente a los genitales

Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.

Las operaciones de cambio de sexo, ahora son deducibles.

Toplumsal cinsiyet ayrımları nereye gitsem karşıma çıkıyor.

¡Me tropiezo con diferencias de género por todas partes!

Çünkü daha öncesinde cinsiyet değiştirmememin nedenlerinden biri

Una razón por la que no hice antes la transición

Bunu anlamak için cinsiyet değiştirmek zorunda kaldım.

Tuve que cambiar de género para darme cuenta.

Duyguları alıp cinsiyet yerine yetenek yönüyle düşünebiliriz.

Podemos pensar las emociones en términos de competencia y no de género.

örtülü cinsiyet yanlılığı döngüsünü sonlandırma gücümüz var.

de sesgo de género implícito en la financiación empresarial.

Fakat bu iki şey bizi cinsiyet eşitliğine ulaştırmazdı.

Esas dos cosas solas no llevarán a una igualdad de género.

İnsanlara milliyet, cinsiyet veya meslek temelinde ayrımcılık yapmayın.

No discrimines a la gente basándote en su nacionalidad, sexo u ocupación.

Bir hastasına cinsiyet, ırk veya etnik kökenini sormak zorunda kalmamıştı.

tuvo que preguntarle a un paciente su género, raza o etnia.