Translation of "Bağladı" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Bağladı" in a sentence and their spanish translations:

O ayakkabılarını bağladı.

Ella ató sus cordones.

Onlar beni bağladı.

Me ataron.

Tom ipi uçurtmaya bağladı.

Tom ató un hilo a la cometa.

Adam iki kabloyu bağladı.

El hombre conectó dos cables.

Başarısını iyi şansa bağladı.

Ella atribuyó su éxito a la buena suerte.

Tom köpeğini ağaca bağladı.

Tom ató a su perro al árbol.

Tom emniyet kemerini bağladı.

- Tom se puso su cinturón de seguridad.
- Tom se apretó el cinturón de seguridad.

O bir hırsızı bağladı.

Él amarró al ladrón.

O, karavanı arabasına bağladı.

Él enganchó la caravana a su vehículo.

O onu sandalyeye bağladı.

Ella le ató a la silla.

Tom, Mary'yi sandelyeye bağladı.

Tom ató a Mary a la silla.

O, köpeği bir ağaca bağladı.

- El ató al perro a un árbol.
- Él ató el perro a un árbol.

O, atın yükünü iple bağladı.

Ató con una cuerda la carga del caballo.

Tom ve Mary John'u bağladı.

Tom y Mary ataron a John.

Bu semboller, benzer düşünen insanları birbirine bağladı

Estos símbolos conectaban personas de ideas afines,

Saçını taradı ve bir kurdele ile bağladı.

- Se peinó el pelo y se lo amarró con un listón.
- Ella se peinó el cabello y se lo ató con una cinta.

Enerjik oğullarımızla baş etme gayreti bizi birbirimize bağladı.

que intentaban mantener ocupados a nuestros hijos muy enérgicos.

O, onu bağladı ve onun ağzını tıkadı, sonra onu vahşice dövmeye başladı.

Ella lo ató y lo amordazó, entonces empezó a golpearlo salvajemente.

Askerler onu tutukladı, gözlerini bağladı, sonra onu araçlarının arkasına götürdüler ve askerlerden biri onun dizine nişan aldı ve onu vurdu. Bu sahne filme çekildi ve dünyanın her yerinden milyonlarca insan bunu gördü.

Los soldados lo arrestaron, le vendaron los ojos, luego lo llevaron detrás de su vehículo y uno de los soldados apuntó a su pierna y le disparó. Esta escena fue filmada y millones de personas de todo el mundo la vieron.