Translation of "şekli" in Spanish

0.053 sec.

Examples of using "şekli" in a sentence and their spanish translations:

Olayın olma şekli bu.

Así es cómo ocurrió el accidente.

Müslümanların selamlama şekli bu.

Este es el saludo musulmán.

Pek çok beslenme şekli var,

Hay muchas dietas ahí fuera,

Çiplerimizin hologramı deşifre ediş şekli

Nuestros chips decodifican hologramas

Yetişme şekli midir, fıtrat mı?

¿es algo cultural o es natural?

Güdülenme şekli hakkında bir hikaye

se motivó la venganza.

Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.

- La forma de hablar de Tom me puso nervioso.
- La forma de hablar de Tom me puso nerviosa.

Onun konuşma şekli beni incitti.

Me hirió su forma de hablarme.

Bu onun çalışma şekli mi?

¿Así es cómo funciona?

Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.

- Su manera de hablar me molesta.
- Me molesta su manera de hablar.

Onun konuşma şekli bizi sinirlendiriyor.

- Su forma de hablar me es irritante.
- Su manera de hablar nos irrita.

Bu değişik T şekli anladığımız kadarıyla,

Entendemos esta extraña forma de T

Tom'un komik bir gülme şekli var.

Tom tiene una manera graciosa de reírse.

Mahkemeye katılanlarla hakimin konuşma şekli ile başlar.

Comienza con la forma en que los jueces hablan a los participantes de la corte.

Üstelik en merak ettiğim şekli, ağız kopuzu

Además, la forma más curiosa es la brecha bucal

Yine noktalar burada, böylece projeksiyonun şekli bozarken

Aquí están los puntos otra vez de forma que puedas ver cómo la proyección conserva el área

Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.

Cada molécula de nuestro cuerpo tiene una forma única.

O kuşların uçma şekli üzerine eğitim yaptı.

Él estudiaba la manera en que vuelan las aves.

Bütün bu küçük oklar, onların simülasyon yapma şekli,

Y todas esas flechas ahí eran su forma de hacer simulaciones,

Kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi olarak anılmaya başladı.

la forma del corazón se conoció como el Sagrado Corazón de Jesús.

Ve bunda da bir daire şekli mi çıkardılar?

e hicieron una forma circular en esto?

Onun konuşma şekli ünlü bir yazarın dikkatini çekti.

La manera en la que habló llamó la atención de un famoso escritor.

Hareket şekli böyle. Aldatmaya yönelik inanılmaz bir yaratıcılığı var.

Y así es como funciona. Con esa increíble creatividad para engañar.

Çoğu modern harita yapımcısı, boyutu veya şekli tamamen çarpıtan

La mayoría de los cartógrafos modernos se han asentado en una variedad de proyecciones no rectangulares que

Dün Tom'un bana bakış şekli hakkında bir tuhaflık vardı.

Ayer Tom me miró de una forma extraña.

Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.

Ha habido un montón de quejas sobre la forma de comportarse de Tom.

O olips şekerinin şekli işte biraz daha eliptik o oluyo

La forma de ese azúcar de olips es un poco más elíptica.

"Chinese People's Political Consultative Conference"' in kısaltılmış şekli "CPPCC"'dir

La abreviatura de "Conferencia Consultiva Política del Pueblo Chino" es "CCPPCh".

Benim canımı sıkan onun ne söylediği değil, ama bunu söyleme şekli.

Lo que me fastidia no es lo que dice sino la manera en que lo dice.

Kalp krizi geçirmenin her zaman doğanın senin öldüğünü anlatma şekli olduğunu düşündüm.

Siempre pensé que el tener un ataque cardiaco era la manera de la naturaleza de decirte que mueras.