Translation of "çıkmayı" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "çıkmayı" in a sentence and their spanish translations:

Seyahate çıkmayı düşünüyor.

Ella está pensando en irse de viaje.

Tom çıkmayı seviyor.

A Tomás le encanta salir.

Mary çıkmayı seviyor.

A María le encanta salir.

Balığa çıkmayı mı yoksa ava çıkmayı mı tercih edersin?

- ¿Preferiría ir a pescar o ir de caza?
- ¿Preferirías ir de pesca o ir de caza?
- ¿Preferiríais ir de pesca o ir de caza?

Ben merdivenlerden çıkmayı öneririm.

Sugiero que usemos las escaleras.

Parkta yürüyüşe çıkmayı severim.

Me gusta ir a caminar al parque.

- Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
- Yağmur yağıyorken dışarı çıkmayı sevmem.

No me gusta salir cuando llueve.

Yalnız başına balığa çıkmayı sever.

A él le gusta salir a pescar solo.

Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.

No me gusta salir cuando llueve.

Çocuklar karanlıkta dışarı çıkmayı sevmezler.

A los niños no les gusta salir cuando está oscuro.

Bugün dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

Preferiría no salir hoy.

- Dışarı çıkmayı evde kalmaya tercih ederim.
- Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

Preferiría salir que quedarme adentro.

Bir içki için dışarı çıkmayı öneriyorum.

- Sugiero que salgamos por un trago.
- Sugiero que salgamos a tomar algo.

Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

Estoy pensando en ir al extranjero el próximo año.

Gece tek başıma dışarı çıkmayı sevmiyorum.

Por la noche no me gusta salir solo.

Bu akşam dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

Preferiría no salir esta noche.

Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?

- ¿Te apetece salir a dar un paseo?
- ¿Os apetece salir a dar un paseo?
- ¿Le apetece salir a dar un paseo?
- ¿Les apetece salir a dar un paseo?

Hiç benimle birlikte çıkmayı düşüneceğini düşünür müsün?

¿Crees que alguna vez considerarías salir conmigo?

- O, ebeveynleriyle tatile gitmeyi reddetti.
- Ebeveynleriyle tatile gitmeyi reddetti.
- O, ebeveynleriyle tatile çıkmayı reddetti.
- Ebeveynleriyle tatile çıkmayı reddetti.

Se negó a ir de vacaciones con sus padres.

Onunla dışarı çıkmayı ve gözde restoranımızda yemek yemeği özledim.

Extrañaba salir con ella y comer en nuestro restaurante favorito.

Şimdi biraz yemek yemeyi ve daha sonra dışarı çıkmayı öneriyorum.

Sugiero que ahora solo comamos un poco, y más tarde salgamos.

Tom Mary'ye John'la tekrar çıkmayı şimdiye kadar düşünüp düşünmeyeceğini sordu.

Tom preguntó a Mary si consideraría alguna vez volver a salir con John.

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

Pero, por ahora, esta familia sobrevivió a la noche más larga de la Tierra.

Fakat Romalı diktatör Hannibal'ın çıkmayı hedeflediği geçidi kapatacak olan 4.000 lejyoneri...

Pero el dictador romano estacionó 4.000 legionarios en terreno más alto que bloquearía el pase

Hiç en iyi arkadaşının eski erkek arkadaşı ile çıkmayı düşünür müsünüz?

¿Considerarías alguna vez salir con el ex novio de tu mejor amiga?

Bugün hava güzel, bu nedenle evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

Hoy hace muy buen tiempo, así que prefiero salir a quedarme en casa.

- Gelecek yıl yurt dışına gitmeyi düşünüyorum.
- Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

Estoy pensando en ir al extranjero el próximo año.

Dünyada en çok arzu edilen adam olamayacağımın farkındayım fakat hâlâ benimle çıkmayı düşüneceğinden ümitliyim.

Me doy cuenta de que puede que no sea el hombre más atractivo en el mundo, pero aún así espero que consideres salir conmigo.

Hangisini yapmayı tercih edersin, evde yemek yemeyi mi yoksa yemek yemek için dışarı çıkmayı mı?

¿Qué prefieres, comer en casa o ir a comer fuera?