Translation of "Altın" in Russian

0.018 sec.

Examples of using "Altın" in a sentence and their russian translations:

Bu altın.

Это золото.

Altın değerindesin.

Ты просто золото.

Dokunduğu altın oluyordu.

В его руках свинец превращался в золото.

O gerçek altın.

Это настоящее золото.

Bu altın benim.

Это золото моё.

Saatim altın kaplamadır.

Мои часы позолоченные.

Kim altın kazanacak?

Кто выиграет золото?

Hiç altın yok.

Золота нет.

Altın orada keşfedildi.

Там было обнаружено золото.

Altın Kaliforniya'da keşfedildi.

В Калифорнии было обнаружено золото.

Bu altın değil.

Это не золото.

Altın ucuz değil.

Золото недёшево.

- Altın demirden daha ağırdır.
- Altın, demirden daha ağırdır.

Золото тяжелее железа.

- Kızın altın saçı var.
- Kızın altın rengi saçları var.
- Kızın altın rengi saçı var.

У девочки золотистые волосы.

Altın bir üçgen var

есть золотой треугольник

Altın bir para var.

Это - золотая монета.

Altın gümüşten daha ağırdır.

- Золото тяжелее, чем серебро.
- Золото тяжелее серебра.

Hepimiz altın aramaya gittik.

Мы все отправились на поиски золота.

Ben altın madalya kazandım.

Я выиграл золотую медаль.

Göğüs altın paralar içeriyordu.

Сундук содержал в себе золотые монеты.

Vatan toprağı altın beşiktir.

Родная земля - золотая колыбель.

Bu gerçek altın mı?

Это настоящее золото?

Bu bir altın madeni.

Это золотой прииск.

Yeşil ormanlarda altın vardır.

В зелёных лесах есть золото.

Altın metallerin en değerlisidir.

- Золото — самый ценный среди металлов.
- Золото — самый ценный металл.

O saf altın mı?

Это чистое золото?

Altın demirden daha kıymetlidir.

Золото дороже железа.

O altın av köpeğidir.

Это золотистый ретривер.

Kim altın madalya kazanacak?

Кто выиграет золотую медаль?

Ben altın haçı görüyorum.

Я вижу золотой крест.

Bu saf altın mı?

Это чистое золото?

Mary altın küpelerini taktı.

Мэри надела свои золотые серьги.

İşte altın bir sikke.

Вот золотая монета.

Altın bulmak kolay değildi.

Найти золото было непросто.

O altın kadar iyi.

Он просто золото.

Bu altın bir fırsat.

Это замечательная возможность.

- Altın madalyayı kimin kazanacağını düşünüyorsun?
- Sence altın madalyayı kim kazanır?

- Как вы думаете, кто выиграет золотую медаль?
- По-вашему, кто завоюет золотую медаль?
- Как вы думаете, кто удостоится золотой медали?
- Кому, по-вашему, достанется золото?

Ama aslında çöl altın köstebeğidir.

Это не кто иной, как златокрот.

Bu muhtemelen  altın aranan dönemlerden.

Наверное, из эпохи золотоискателей.

Burada çok fazla altın aranmış.

У них тут было много золота.

Altın sudan çok daha ağırdır.

- Золото гораздо тяжелее воды.
- Золото намного тяжелее воды.

Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.

Цена на золото ежедневно колеблется.

Bir tane külçe altın çalmıştık.

У нас украли слиток золота.

Onun kazandığı ilk altın madalyaydı.

- Это была первая выигранная ей золотая медаль.
- Это была первая полученная ей золотая медаль.

Senin saçın altın gibi parlıyor.

Твои волосы сияют как золото.

Altın her şeyi satın alamaz.

Не всё можно купить за деньги.

O altın bir madalya kazandı.

Он завоевал золотую медаль.

İnsnlar altın için demirle savaştılar.

Люди бьются железом за золото.

Babamın altın bir kalbi var.

У моего отца золотое сердце.

- Altın paslanmaz.
- Altını pas almaz.

Ржавчина золото не берёт.

O altın yüzük anneme aitti.

Это золотое кольцо принадлежало моей матери.

Carl bana altın madalya gösterdi.

Карл показал мне золотую медаль.

Onun altın gibi kalbi var.

У него золотое сердце.

Bu kazlar altın yumurta yumurtlar.

Эти гуси несут золотые яйца.

Biz de derede altın bulamadık.

Мы тоже не нашли золото в ручье.

Onun kalbi altın kadar iyidir.

У неё золотое сердце.

O iş bir altın madeniydi.

Тот бизнес был «золотой жилой».

O altın yüzük ne kadar?

Сколько стоит это золотое кольцо?

Erkekler altın için demirle savaştılar.

Люди бьются железом за золото.

Bu bilezik altın kaplamalı değil.

Это не позолоченный браслет.

Ona bir altın saat verdim.

Я дал ему золотые часы.

Altın tüm metallerin en değerlisidir.

Золото — самый ценный из всех металлов.

Tom bir altın madalya kazandı.

- Том выиграл золотую медаль.
- Том завоевал золотую медаль.

Büyük Bunalım, gangsterlerin altın çağındaydı.

Великая Депрессия была золотым веком гангстеров.

Çölde, suyun ağırlığı altın değerindedir.

В пустыне вода на вес золота.

Sarımsaklar altın sarısıyken, balıkları ekleyin.

Когда чеснок станет золотистым, добавьте рыбу.

Her parlayan şey altın değildir.

Не всё то золото, что блестит.

Sonraki elli yıl, Yunanların altın çağıydı.

Следующие пятьдесят лет были золотым веком классической Греции.

Gümüş yüzükleri altın olanlara tercih ederim.

Я предпочитаю золотым кольцам серебряные.

O, gerçekten altın almak için gelmişti.

Он действительно пришёл, чтобы добыть золото.

Ona altın bir saat hediye ettim.

Я подарил ему золотые часы.

Küçük altın bir kaşıkla çayını karıştırdı.

Она помешала чай золотой ложечкой.

Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

За его достижения ему вручили золотую медаль.

Altın diğer bütün metallerden daha değerlidir.

Золото — самый ценный из всех металлов.

Altın renk olarak pirinç madenine benzer.

- Золото похоже по цвету на латунь.
- Золото похоже цветом на латунь.

Madenci değerli bir altın cebi keşfetti.

Горняк наткнулся на ценное гнездо золота.

Tom'a altın bir saat hediye ettiler.

Они подарили Тому золотые часы.

Mary'nin uzun, altın sarısı saçları var.

У Мэри длинные золотистые волосы.

Lahit içinde bir sürü altın vardı.

Внутри саркофага было много золота.

Onun bir altın kredi kartı var.

У неё золотая кредитная карта.

- Eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir.
- Eşeğe altın semer vursalar eşek yine eşektir.

Дурак с инструментом — всё равно дурак.

Ve altın da kimyasallara tutunup kayalardan ayrılırdı.

и золото прилипало к химикатам и отделялось.

Veya dönen devasa bir altın küre varsa

или стоял громадный вращающийся золотой глобус —

Orada olanlar onun saf altın olduğunu düşündü.

Те, кто там были, думали, что это чистое золото.

Bilgelik altın ya da gümüşten daha iyidir.

Мудрость лучше золота и серебра.

Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.

Многие люди отправились на запад в поисках золота.