Translation of "Kimsenin" in Portuguese

0.013 sec.

Examples of using "Kimsenin" in a sentence and their portuguese translations:

- Kimsenin umurunda değil.
- Kimsenin taktığı yok.

Ninguém dá a mínima.

O, kimsenin umurunda değil.

Ninguém se importa com isso.

Ben kimsenin tarafında değilim.

Não estou do lado de ninguém.

Kimsenin onu görememesini garantiledi.

Ela assegurou-se de que ninguém pudesse vê-la.

Kimsenin bizi görmesini istemiyorum.

Não quero que ninguém nos veja.

Kimsenin canının yanmasını istemem.

Eu não quero que ninguém se machuque.

Kimsenin bizi bulmasını istemedik.

Não queríamos que ninguém nos encontrasse.

Kimsenin umurunda değil mi?

- Ninguém se incomoda?
- Ninguém se preocupa?
- Ninguém se importa?

Esperanto kimsenin malı değildir.

O Esperanto não é propriedade de ninguém.

Kimsenin beni görmesini istemiyordum.

Eu não queria que ninguém me visse.

Kimsenin izlemediğinden emin oldum.

Garanti que ninguém estava vendo.

Başka kimsenin şansı yok.

Ninguém mais tem uma chance.

Ben kimsenin düşmanı değilim.

Eu não sou inimigo de ninguém.

Bu kimsenin hatası değil.

Não é culpa de ninguém.

Bu kimsenin hatası değildi.

- Não foi culpa de ninguém.
- Isso não foi culpa de ninguém.

Niye kimsenin umurunda olsun?

Por que ninguém deveria se importar?

Kimsenin girmediğinden emin ol.

- Esteja seguro de que ninguém vai entrar.
- Procure assegurar-se de que ninguém entrará.
- Tome cuidado para que ninguém entre.

Kurbanı kimsenin bilmemesi tuhaf.

É estranho que ninguém conheça a vítima.

Kimsenin iznine ihtiyacım yok.

Não preciso da permissão de ninguém.

Kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu.

- Eu não precisei da ajuda de ninguém.
- Eu não precisava da ajuda de ninguém.

Tom kimsenin yaralanmadığını söyledi.

Tom disse que ninguém tinha se machucado.

Polis kimsenin izlerini bulmadı.

- A polícia não encontrou rastos de ninguém.
- A polícia não encontrou vestígios de ninguém.
- A polícia não encontrou pistas de ninguém.

Tom kimsenin bilmesini istemedi.

Tom não queria que ninguém soubesse.

Onu kimsenin görmesini istemiyorum.

- Eu não quero que ninguém veja isso.
- Não quero que ninguém veja isso.

Kimsenin beni önemsemediğini biliyordum.

Eu sabia que ninguém se importava comigo.

- Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim.
- Sizi kimsenin incitmesine izin vermeyeceğim.

Não deixarei que ninguém te machuque.

kimsenin adam yerine koymaması yüzünden

porque ninguém substitui o homem

Kimsenin odadan çıkmasına izin verilmedi.

Ninguém estava autorizado a sair do quarto.

Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim.

Não deixarei ninguém te machucar.

Hepimiz kimsenin mükemmel olmadığını biliyoruz.

- Nós todos sabemos que ninguém é perfeito.
- Todos nós sabemos que ninguém é perfeito.

Ülkemde hiç kimsenin interneti yoktu.

Ninguém tinha Internet no meu país.

Ülkemde hiç kimsenin interneti yok.

Ninguém tem internet em meu país.

Gitarımı hiç kimsenin çalmasını istemiyorum.

Não quero que ninguém toque meu violão.

Beni kimsenin izlemediğini sağlama bağladım.

Certifiquei-me de que ninguém estava me seguindo.

Kimsenin seni yargılamaya hakkı yok.

Ninguém tem o direito de te julgar.

Kimsenin doğal bir bağışıklığı yok.

Ninguém tem imunidade natural a esse vírus.

Hiç kimsenin bir cevabı yok.

Ninguém tem uma resposta.

Kimsenin bir şey söylemesi gerekmiyor.

Ninguém precisa dizer nadar.

Hiç kimsenin el feneri yoktu.

Ninguém tinha uma lanterna.

Niye kimsenin umurunda olsun ki?

- Por que alguém se importaria?
- Por que alguém se preocuparia?

Tom partiye kimsenin gelmeyeceğinden korkuyordu.

Tom estava com medo de que ninguém aparecesse na festa.

Dün kimsenin burada olduğunu sanmıyorum.

Eu não acho que alguém esteve aqui ontem.

Hiç kimsenin onu duymadığına inanamıyorum.

Não acredito que ninguém ouviu isso.

Onu hiç kimsenin üstünde istemiyorum.

Eu não desejo isso a ninguém.

Hiç kimsenin bana ihtiyacı yok.

Ninguém precisa de mim.

Tom evde kimsenin olmadığını düşündü.

Tom pensou que não havia ninguém em casa.

Polisler hiç kimsenin izini bulamadı.

- Os tiras não encontraram pistas de ninguém.
- Os tiras não encontraram rastos de ninguém.
- Os tiras não encontraram vestígios de ninguém.

Kimsenin sinirini bozmuyorum, değil mi?

Não incomodo a ninguém, não é?

Kimsenin seni kandırmasına izin verme.

Não deixe ninguém te enganar.

Kimsenin bir şeyden kuşkusu yoktu.

Ninguém suspeitava de nada.

Kimsenin onu yapmaya hakkı yok.

Ninguém tem o direito de fazer aquilo.

Kimsenin bunu yapmasına izin vermedim.

Não deixei ninguém fazer isso.

- Buraya artık neden kimsenin gelmediğini çözemiyorum.
- Buraya artık neden kimsenin gelmediğini anlayamıyorum.

Não consigo entender por que ninguém vem mais aqui.

- Herhangi birinin olması hiç kimsenin olmamasından daha iyidir.
- Birilerinin olması kimsenin olmamasından iyidir.

Qualquer um seria melhor do que ninguém.

Hiç kimsenin orduya öncülük etmediği yer.

onde ninguém nunca havia liderado um exército.

Neden bana kimsenin söylemediğini merak ediyorum.

Eu me pergunto por que ninguém me contou.

Kimsenin toplantı odasında beklemesine izin verme.

Não deixe ninguém esperar na sala de reuniões.

Kimsenin söyleyecek başka bir şeyi yoktu.

Ninguém tinha mais nada a dizer.

Bunun hakkında hiç kimsenin bilmesini istemiyorum.

Não quero que ninguém saiba sobre isto.

Hiç kimsenin oraya gitmesine izin verilmiyor.

- Não é permitido que ninguém vá lá.
- Ninguém é permitido a ir lá.
- Ninguém está permitido a ir lá.

Neden Tom'u hiç kimsenin görmediğini bilmiyorum.

- Não sei por que ninguém viu o Tom.
- Eu não sei por que ninguém viu o Tom.

Hiç kimsenin onun için zamanı yok.

Ninguém tem tempo pra isso.

Kimsenin bizi kontrol etmeye hakkı yok.

Ninguém tem o direito de nos controlar.

- Ay hiç kimsenin.
- Ay'ı kimse yönetmiyor.

Ninguém é dono da lua.

Kimsenin ne yaptığını fark ettiğini sanmıyorum.

Acho que ninguém notou o que você fez.

Hiç kimsenin plan hakkında sorusu yoktu.

Ninguém tinha perguntas sobre o plano.

Hiç kimsenin bunun hakkında bilmesi gerekmiyor.

Ninguém deve saber sobre isso.

Kimsenin beni bu şekilde görmesini istemiyorum.

Não quero que ninguém me veja assim.

Kimsenin bu binadan çıkmasına izin verme.

- Não deixe ninguém sair deste edifício.
- Não deixem ninguém sair deste prédio.

Kimsenin bu binadan çıkmasına izin verilmiyor.

- Ninguém pode deixar este edifício.
- Ninguém tem permissão de sair deste prédio.

Bu mektubu kimsenin okumasına izin verme.

Não deixe ninguém mais ler esta carta.

Ama merak etmeyin kimsenin umurunda bile değilsiniz

mas não se preocupe, ninguém se importa

Profesör kimsenin onu anlamayacağı kadar hızlı konuştu.

O professor falou rápido demais para que alguém conseguisse entendê-lo.

Herhangi biri hiç kimsenin olmamasından daha iyidir.

É melhor qualquer pessoa do que ninguém.

Tom hiç kimsenin kendisine dokunmasına izin vermez.

Tom não deixa ninguém tocar nele.

Tom hiç kimsenin onun fıkralarına gülmediğine inanamadı.

O Tom não conseguia acreditar que ninguém riu das piadas dele.

Hazineyi nereye gömdüğümüzü hiç kimsenin bulmasını istemiyorum.

Não quero que ninguém descubra onde eu enterrei o tesouro.

Başka hiç kimsenin bakmadığı yerde beni buldun.

Você me achou onde ninguém mais estava procurando.

- Kimsenin umurunda mı?
- Herhangi birinin umurunda mı?

- Alguém liga?
- Alguém se importa?
- Alguém se preocupa?

Tom hiç kimsenin ona yardım edemediğini söyledi.

Tom disse que ninguém poderia ajudá-lo.

Bu hiç kimsenin beklediği bir şey değildi.

- Não era uma coisa que ninguém esperava.
- Isso não era uma coisa que ninguém esperava.

O, hiç kimsenin sandalyesinde oturmasına izin vermeyecek.

- Não deixa que ninguém se sente em sua cadeira de braços.
- Não deixa ninguém se sentar na sua cadeira de braço.

Hiç kimsenin seni takip etmediğinden emin misin?

Tem certeza de que ninguém seguiu você?

Hırsızlar kimsenin dikkatini çekmeden binaya girmeyi başarmış.

Os ladrões conseguiram entrar no edifício sem chamar a atenção de ninguém.

Hiç kimsenin istemediği ve gelip almadığı bir valiz,

aquela que ninguém quer, aquela que ninguém reclama.

Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.

Ninguém duvida da aptidão dela para o cargo.

Hiç kimsenin o tür şey için zamanı yoktu.

Ninguém tem tempo para esse tipo de coisa.

Benden başka hiç kimsenin onu yapmasına izin verilmez!

Ninguém além de mim tem permissão de fazer isso!

Onlar kimsenin özel izni olmadan girmesine izin vermezler.

Eles não deixam ninguém entrar sem uma permissão especial.

Hiç kimsenin Tom gibi yemin ettiğini hiç duymadım.

Eu nunca vi ninguém praguejar como o Tom.

Kimsenin bana söylemesine gerek yoktu. Ben zaten biliyordum.

Ninguém precisava me dizer. Eu já sabia.

Bence günün bu saatinde sokakta kimsenin olmaması garip.

Acho estranho não haver ninguém na rua a esta hora do dia.

Tom başka hiç kimsenin niçin mutlu görünmediğini anlayamadı.

Tom não entendia por que mais ninguém parecia feliz.

Bu bir sır. Başka kimsenin bilmesine izin veremezsiniz.

É um segredo. Você não pode deixar mais ninguém saber.

Tom kısa sürede hiç kimsenin onunla ilgilenmediğini fark etti.

Tom logo percebeu que ninguém estava prestando atenção nele.

Hiç kimsenin sana çocuğunu nasıl yetiştireceğini söyleme hakkı yok.

Ninguém tem o direito de te dizer como educar os seus filhos.

Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.