Translation of "Kışın" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Kışın" in a sentence and their portuguese translations:

Kışın başlangıcı.

O início do inverno.

...kışın başları.

o inverno começou.

Svalbard'da kışın sonları.

O inverno está a terminar em Svalbard.

Göl kışın donuyor.

O lago congela no inverno.

Onunla kışın tanıştım.

Eu a conheci no inverno.

Tom kışın doğdu.

Tom nasceu no inverno.

Kışın ne yapıyorsun?

O que você faz durante o inverno?

- Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
- Kuşlar kışın güneye uçarlar.

Os pássaros voam para o sul no inverno.

Ve kışın hayatta kalır.

e sobreviver ao inverno.

Güneş kışın erken batar.

O sol se põe cedo no inverno.

Kışın iki yorganla uyurum.

Eu durmo com duas colchas no inverno.

Kışın çikolata yemeyi severim.

No inverno, eu gosto de comer chocolate.

Kışın, günler daha kısadır.

No inverno os dias são mais curtos.

Kuşlar kışın güneye uçarlar.

Os pássaros voam para o sul no inverno.

Kışın çok karımız vardır.

Temos muita neve no inverno.

Kışın çok kar var.

Temos muita neve no inverno.

Kışın hava erken kararır.

No inverno escurece mais cedo.

Kışın seyahat etmeyi seviyorum.

Eu adoro viajar no inverno.

Kışın oldukça soğuk olur.

Fica bastante frio no inverno.

Kışın genellikle şapka giyerim.

Costumo usar um chapéu no inverno.

Tomas kışın ne yapıyor?

O que Tom faz durante o inverno?

Kışın çok kar yağar.

Neva muito no inverno.

- Kışın burada çok kar olur.
- Kışın burada çok kar alırız.

Nós temos bastante neve aqui no inverno.

- Kışın ben her zaman grip oluyorum.
- Kışın her zaman nezleye yakalanırım.

Sempre pego um resfriado no inverno.

Çiftçiler kışın da sıkı çalışır.

Os fazendeiros trabalham duro no inverno, também.

Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.

Os legumes frescos são muito caros no inverno.

Güneş kışın daha erken batar.

O sol põe-se mais cedo durante o inverno.

Kışın çok kar yağar mı?

Neva muito no inverno?

Fuji Dağı kışın karla kaplıdır.

O monte Fuji fica coberto de neve no inverno.

Dudaklarım kışın sık sık çatlar.

Os meus lábios geralmente ficam rachados no inverno.

Yazın denize giderim, kışın dağlara.

No verão eu vou para o mar, no inverno para as montanhas.

Kışın kendimi daha yorgun hissederim.

No inverno, eu me sinto mais cansado.

Kışın kardan adam yapmak eğlencelidir.

É divertido fazer bonecos de neve no inverno.

Kışın burası çok soğuk oluyor.

- No inverno, aqui fica muito frio.
- No inverno, faz muito frio aqui.

Burada kışın bile çok karımız olmaz.

Não temos muita neve aqui mesmo no inverno.

Tomas ve Maria kışın ne yapıyorlar?

O que Tom e Maria fazem durante o inverno?

Onlar her zaman kışın kayak yapmaya gider.

- Eles sempre vão esquiar no inverno.
- Elas sempre vão esquiar no inverno.

Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.

Eles sempre vão esquiar no inverno.

Kışın şehirdeyim ama yaz için kırsalda kalırım.

No inverno eu fico na cidade, mas no verão eu fico no campo.

Bazı memeli türleri kışın kış uykusuna yatar.

Alguns animais hibernam durante o inverno.

Kışın yün şapka giymek, insanlar arasında yaygındır.

É comum que as pessoas usem toucas de lã no inverno.

- Buraya kışın kar yağar.
- Burası kışları kar yağışlıdır.

Aqui neva durante o inverno.

Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar olur.

Em países como a Noruega e a Finlândia, há muita neve no inverno.

Norveç veya Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar vardır.

Em países como a Noruega ou a Finlândia, há muita neve no inverno.

Kışın ortaları geldiğinde, ölüme yakın bu hâlde haftalarca hayatta kalabilir.

No meio do inverno, pode sobreviver durante semanas neste estado.

Kışın evde ateşin yakınında kalmayı ve rüzgar sesini dinlemeyi severim.

No inverno, eu queria ficar em casa, perto da lareira, escutando o vento soprar.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

Não sou estúpido o bastante para escalar uma montanha durante o inverno sem, primeiramente, preparar-me adequadamente.

Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.

Antigamente esquiávamos durante o inverno, mas agora estamos velhos demais para isso.

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.

Como o clima daqui é bem ameno, quase nunca neva, mesmo no inverno.

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

Tirando partido dos desafios do inverno, tornaram-se os verdadeiros mestres destas noites longas do Norte.