Translation of "Kızı" in Polish

0.005 sec.

Examples of using "Kızı" in a sentence and their polish translations:

Kızı tanıyorum.

Znam tę dziewczynę.

O kızı tanıyorum.

Znam tę dziewczynę.

O, onun kızı.

Ona jest jej córką.

Hangisi Tom'un kızı?

Która jest córką Toma?

Onun büyük kızı evlidir.

Jej starsza córka jest mężatką.

Geçen gün kızı gördüm.

Kilka dni temu widziałem tę dziewczynę.

Bu kızı beğeniyor musunuz?

Podoba ci się ta dziewczyna?

O kızı gerçekten seviyorum.

Naprawdę lubię tę dziewczynę.

Tom'un kızı üç yaşında.

Córka Toma ma trzy lata.

Tenis oynayan kızı tanıyorum.

Znam dziewczynę, która gra w tenisa.

Bir kızı hiç öpmedim.

- Nigdy nie całowałam się z dziewczyną.
- Nigdy nie całowałem się z dziewczyną.

Küçük kızı elinden tuttum.

Wziąłem tą małą dziewczynkę za rękę.

Tom'un üç kızı vardır.

Tom ma trzy córki.

Yanında orta yaşlı kızı var

z córką w średnim wieku na fotelu pasażera.

Bir dulun üç kızı vardı.

Wdowa miała trzy córki.

O kızı daha önce gördüm.

Widziałem już tę dziewczynę.

O kızı bir yerde görmüş olabilirim.

Chyba już gdzieś widziałem tę dziewczynę.

Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?

Znasz dziewczynę stojącą przy oknie?

Bir kocası ve iki kızı vardır.

Ona ma męża i dwie córki.

Tom Mary'ye kendi kızı gibi davrandı.

- Tom traktował Mary jak swoją własną córkę.
- Tom traktował Mary jak własną córkę.

Onların en büyük kızı henüz evli değil.

Ich najstarsza córka nie jest jeszcze zamężna.

Tom'un bir oğlu ve bir kızı var.

Tom ma syna i córkę.

Tom'un üç oğlu ve bir kızı var.

Tom ma trzech synów i jedną córkę.

Tom'un yaklaşık senin yaşında bir kızı var.

Tom ma córkę mniej więcej w twoim wieku.

- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral yaşıyordu.
- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Dawno, dawno temu, żył sobie król i jego trzy córki.

Bu sefer kızı mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde

więc córka najtaktowniej, jak tylko się da mówi:

- Onun iki kız çocuğu var.
- İki kızı var.

On ma dwie córki.

Kurt kırmızı başlıklı kızı yedi. Avcı kurtu vurdu.

Wilk zjadł Czerwonego Kapturka. Myśliwy zastrzelił wilka.

Tom'un iki kızı var. Her ikisi de evli.

Tom ma dwie córki. Obie są zamężne.

Karısı ona iki kızı ve bir erkek çocuk doğurdu

Żona urodziła mu dwie córki i syna.

Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.

Dawno, dawno temu byli sobie król i królowa, którzy mieli trzy piękne córki.

O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.

Zawsze, gdy wraca z podróży, przywozi córce prezent.