Translation of "Ikisi" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "Ikisi" in a sentence and their polish translations:

Bilişinin üçte ikisi

Dwie trzecie jej umiejętności poznawczych

Onlardan ikisi boğuldu.

Dwóch z nich utonęło.

Her ikisi oturdu.

Oboje usiedli.

- İkisi de gülmeye başladı.
- İkisi de kahkaha atmaya başladı.

Obydwoje zaczęli śmiać się.

İkisi de çok akıllı.

Obaj są bardzo inteligentni.

İkisi aynı sonuca vardı.

Obaj doszli do tego samego wniosku.

Kardeşlerin ikisi de öldü.

Oboje z braci są martwi.

Her ikisi de bilinçsizdi.

Oboje byli nieprzytomni.

Her ikisi de sarhoştu.

Oboje byli odurzeni.

Onların ikisi de sırıttılar.

Oboje szeroko się uśmiechnęli.

Onların ikisi de gittiler.

Oboje wyszli.

Onların ikisi de rahatladılar.

Oboje się zrelaksowali.

Bu ikisi de iklimi etkiliyor

Oba te czynniki kształtują klimat.

Cevapların her ikisi de yanlıştır.

Obie odpowiedzi są niepoprawne.

Bu ikisi arasında seçim yap.

Wybierz między tymi dwoma.

Kız kardeşlerimin her ikisi evlidir.

Obie moje siostry są zamężne.

Onların her ikisi de odadalar.

- Obaj są w pokoju.
- Obie są w pokoju.
- Oboje są w pokoju.

Onların her ikisi de sarhoş.

Oni są oboje pijani.

Ebeveynlerimin her ikisi de öldü.

Moi rodzice nie żyją.

Ne düşünüyorsunuz? İkisi de çok zor.

Jak myślicie? Obie drogi są trudne.

Yağmur ormanı memelilerinin üçte ikisi gececidir.

Dwie trzecie ssaków z lasów deszczowych to zwierzęta nocne.

İkisi de yapay ışıkta iyi görüyor.

Sztuczne oświetlenie działa na korzyść obu.

Onların her ikisi de çok heyecanlı.

Oboje są bardzo podekscytowani.

Su ve yağ her ikisi sıvıdır.

Zarówno woda jak olej są płynami.

Onların her ikisi de ağlamaya başladı.

Oboje zaczęli płakać.

Erkek kardeşlerimin her ikisi de evlidir.

Obaj moi bracia mają żony.

Şu öğrencilerin her ikisi testi geçmedi.

Tamci studenci oboje oblali egzamin.

Bu binaların ikisi de ışıkla flört ediyor.

Oba te budynki flirtują ze światłem.

Bakır ve gümüş her ikisi de metaldir.

Miedź i srebro są obydwa metalami.

Tom ve Mary'nin her ikisi de haklıdır.

Tom i Mary mają oboje rację.

Tom ve Mary'nin her ikisi de mutludurlar.

Tom i Mary są oboje szczęśliwi.

- Tom'un iki oğlu var, İkisi de Boston'da yaşıyor.
- Tom'un iki oğlu var. İkisi de Boston'da yaşıyor.

Tom ma dwóch synów. Obaj mieszkają w Bostonie.

Anne ve çocuk her ikisi de iyi yapıyor.

Zarówno matce i dziecku idzie dobrze.

Tom ve Mary her ikisi de şaşırmış görünüyordu.

Tom i Mary wyglądali na zaskoczonych.

Tom ve Mary her ikisi de yorgun görünüyordu.

Tom i Mary wyglądali na wykończonych.

Tom ve Mary her ikisi de araba sürebiliyor.

Tom i Mary oboje potrafią jeździć.

Tom'un iki kızı var. Her ikisi de evli.

Tom ma dwie córki. Obie są zamężne.

Tom ve Mary ikisi de bunu tekrar yaptılar.

Tom i Maria oboje znowu to zrobili.

Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.

Sukces i porażka to dla mnie to samo.

Tom'un ikisi de Boston'da yaşayan iki erkek kardeşi var.

Tom ma dwóch braci i obaj mieszkają w Bostonie.

Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.

Pięćdziesiąt dwa procent brytyjskich kobiet woli czekoladę od seksu.

Tom ve Mary her ikisi de şöminenin önünde oturuyorlardı.

Tom i Mary siedzieli przed kominkiem.

şu an dünya insanlarının üçte ikisi demokrasi çatısı altında yaşıyor.

kiedy dwie trzecie populacji świata żyje w demokracji.

Onun üç kız kardeşi vardı ama ikisi çok gençken öldü.

Miał trzy siostry, ale dwie zmarły, kiedy były bardzo młode.

Tom'un ebeveynlerinin her ikisi de o hala bir çocukken öldüler.

Rodzice Toma oboje zginęli w wypadku, kiedy był jeszcze małym dzieckiem.

Ama bugüne kadar ikisi arasındaki güçlü bağı göstermede başarısız oldular.

Lecz w końcu ponieśli porażkę w udowodnieniu tej tezy.

Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.

Pod korony drzew dostaje się tylko dwa procent światła pełni.

- Tom ve Mary her ikisi de evdeydi.
- Hem Tom hem de Mary evdeydi.

Tom i Mary urodzili się w domu.

- Tom ve Mary'nin her ikisi de sarhoştular.
- Hem Tom hem de Mary sarhoş.

Tom i Mary są oboje pijani.

Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.

Chcesz wyjść czy zostać w domu? Mnie to jest obojętne.

- Anne ve babamın her ikisi de işe gittiler.
- Hem annem hem de babam işe gittiler.

- I mama, i tata poszli do pracy.
- Oboje mama i tata poszli do pracy.

- Tom ve Mary her ikisi de çok yetenekli.
- Hem Tom hem de Mary çok yetenekli.

Tom i Mary, oboje są bardzo utalentowani.

- Tom ve Mary'nin her ikisi de iyi öğretmen.
- Hem Tom hem de Mary iyi öğretmenler.

Tom i Mary, oboje są dobrymi nauczycielami.

- Tom ve Mary her ikisi de çok heyecanlı.
- Hem Tom hem de Mary çok heyecanlı.

Tom i Mary są bardzo podekscytowani.

Bazen asla tek başıma olmayacağımı düşünüyorum. Ebeveynlerimin her ikisi de yardımıma ihtiyacı var gibi görünüyor.

Czasem myślę, że nigdy się nie usamodzielnię. Oboje rodzice zawsze potrzebują mojej pomocy.

Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.

Niedźwiedzie polarne dzięki ogromnej sile potrafią skruszyć lód. Ale przynajmniej dwie trzecie polowań kończy się porażką.

- Tom ve Mary her ikisi de çok yetenekli öğretmenler.
- Hem Tom hem de Mary çok yetenekli öğretmenler.

Tom i Mary są oboje bardzo kompetentnymi nauczycielami.