Translation of "Arkasında" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Arkasında" in a sentence and their polish translations:

Tom'un elleri arkasında.

Ręce Toma są za jego plecami.

Tuvalet merdivenin arkasında.

Toaleta znajduje się za schodami.

Ay, dağların arkasında kaybolurken...

Kiedy księżyc chowa się za górami...

Tom odanın arkasında duruyor.

Tom stoi z tyłu pokoju.

O, kapının arkasında duruyordu.

Stał za drzwiami.

Tom masasının arkasında oturdu.

Tom usiadł za biurkiem.

Tom kapının arkasında saklanıyordu.

Tom był schowany za drzwiami.

Tom'un elleri arkasında bağlıydı.

Ręce Toma były związane za jego plecami.

Güneş ormanın arkasında battı.

Słońce zaszło za lasem.

Birisi perdenin arkasında saklanıyor.

- Ktoś się chowa za zasłoną.
- Ktoś jest schowany za zasłoną.

Evimin arkasında bir kilise var.

Za moim domem jest kościół.

Onun başının arkasında gözleri vardır.

On ma oczy z tyłu głowy.

Tom bir çalının arkasında saklanıyordu.

Tom był schowany za krzakiem.

Onların ahırın arkasında öpüştüğünü gördüm.

Widziałem ich całujących się za stodołą.

Yuvanın en arkasında, pek hareket etmiyor.

Jest na tyłach legowiska, niewiele się rusza.

Araba arkasında bir toz bulutu bıraktı.

Samochód zostawił za sobą chmurę kurzu.

Çocuk büyük bir ağacın arkasında saklanıyordu.

Dziecko ukrywało się za dużym drzewem.

Tom Fransızca dersinde Mary'nin arkasında oturur.

Tom siedzi za Marysią na lekcjach francuskiego.

Tom her zaman sınıfın arkasında oturur.

Tom zawsze siedzi z tyłu klasy.

Yani batının şu tarafta, kanyon yarığının arkasında

Więc uważacie, że zachód jest w tę stronę,

Tom evin arkasında park etmeyi tercih ediyor.

Tomek woli parkować za domem.

Tom şifonyerin arkasında saklı bir şey buldu.

Tom znalazł coś schowanego za kredensem.

Tom kapının yanındaki sınıfın arkasında oturmayı seviyor.

Tom lubi siadać z tyłu klasy, przy drzwiach.

Bu işin arkasında Tom'un olduğuna emin misin?

- Jesteś pewny, że Tom za tym stoi?
- Jesteś pewna, że Tom za tym stoi?

-Maidan gibi. -O grupların arkasında kim vardı? Sağ kanat.

- Jak Majdan. - Kto za nimi stał? Prawica.

- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey vardır.
- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey var.

Przypuszczam, że za każdą rzeczą, którą musimy zrobić, jest coś, co chcemy zrobić.