Translation of "Deniz" in Korean

0.010 sec.

Examples of using "Deniz" in a sentence and their korean translations:

Geceleri deniz...

‎밤의 바다는

Baksanıza, deniz minareleri!

삿갓조개입니다!

Deniz minaresinden olmalı!

삿갓조개 때문이에요!

İlki deniz seviyesi yükselmesi.

첫째, 해수면 상승입니다.

Ve devasa deniz kayalıklarının,

거대한 해안 절벽

Mümkünse deniz minarelerini haşlayın.

그러니 가능하다면 삿갓조개를 삶으세요

Elbette deniz hayatı bulunmaktadır,

물론, 해양동식물들도

Bazen bir deniz mahsulüne dokunduğumda

때때로 특정 해산물을 만지게 되면

Deniz minaresi mi, çiçekli yosun mu?

삿갓조개를 먹을까요? 창자파래를 먹을까요?

Deniz yüzeyini görebilirsiniz -- videoyu çeken benim--

바다의 표면 보이시죠. 이 비디오를 찍고 있는 사람이 전데요.

Ahtapot izlerinin, deniz kestanesinden farkı ne?

‎문어가 지나간 자리는 ‎어떻게 다른지 ‎극피동물이나

Deniz seviyesinin yükselmesi beklentisiyle gerçekleşen iklim nezihleştirmesi

기후변화에 따른 거주지 차별화는 해수면 상승에 대한 우려로

Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi

미래 해수면의 상승 수준이 어떨지에 대해서는 잘 알고 있지만

Aynı zamanda, deniz bilimcileri habitatların "mikroplastik" denilen...

그러는 동안 해양 과학자들은 해양 서식지가 "미세 플라스틱"이라고 불리는

Mikroplastikler dünya üzerindeki tüm deniz habitatlarında bulunabilir.

미세 플라스틱은 지구상의 모든 해양 서식지에서 발견됩니다

Ve bu derin deniz bacalarının keşfinden bu yana,

이 심해 열수공들이 발견된 이후로는

Deniz minarelerini çiğ yerseniz, bakteri kapma riskiniz vardır.

삿갓조개를 날로 먹으면 박테리아를 섭취할 위험이 있습니다

Bir zamanlar güney pasifik efsaneleri dev midyeleri deniz tabanında

남태평양에서 전해져온 이야기에서 대왕조개는 사람도 먹는다고 하더군요.

Plastik pipet ve alışveriş poşetlerinin deniz habitatlarını tıkaması gibi.

일회용 플라스틱 오염에 대해 많이 듣습니다

Mikrofiber içeren deniz canlılarını yediğimizde plastik insan vücuduna girer.

우리가 극세사를 섭취한 해산물을 먹을 때 플라스틱이 인체로 들어가죠

Ay ile gelgitler milyonlarca yıl boyunca deniz canlılarının hayatlarını şekillendirmiştir.

‎수백만 년에 걸쳐 ‎달과 조수는 해양 생물들의 삶을 ‎형성했습니다

Deniz bazen çok özel bir gösteri sahneye koyar. Işıltılı gelgitler.

‎때로는 바다가 ‎특별 공연을 펼치기도 합니다 ‎바로 야광 파도입니다

Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.

‎톰은 꼬마 해양 생물학자예요 ‎아는 게 제법 많죠

Haftalar, aylar ve yıllar geçtikçe, deniz ormanındaki hayvanlarla olan ilişkim

‎해조 숲은 물론 그 안의 생물과 ‎점점 더 깊은 관계를 맺었습니다

Bilim insanlarının deniz ürünleri mağazasından aldıkları bir balıkta buldukları gibi.

이처럼 과학자들이 해산물 시장에서 산 생선에게 극세사가 발견됩니다

Bu durum da pek çok deniz canlısının hayatındaki kilit olayları belirler.

‎그리고 수많은 해양 생물의 삶에서 ‎결정적인 시간을 좌우하게 되죠

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

‎이들은 수많은 해양 생물의 ‎주요 식량이기도 하죠 ‎작은 치어부터 

Artık miğfer salyangozlarının deniz kestanesine, ahtapotun da salyangozlara olan bağlantısını biliyorum.

‎이제 계란고둥과 성게의 관계를 ‎알게 됐어요 ‎문어와 계란고둥의 관계도요

Filtreler genellikle parçaları tutmak ve bir deniz habitatına gitmelerini engellemek için

필터가 너무 커서 극세사가 통과하여 배출 지점에서

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

하지만 해양 생물학자인 리처드 피츠패트릭이 성난 녀석의 사냥감이 된 건 밝은 대낮이었습니다

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

‎이렇게 밤에 빛을 발하는 것은 ‎의외로 흔한 현상입니다 ‎해양 생물 4분의 3이 ‎생물 발광을 통해