Translation of "Zamana" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Zamana" in a sentence and their japanese translations:

Zamana ayak uydur.

- 時代に遅れないようにしよう。
- 時代に遅れないように。
- 時代に乗り遅れるなよ。

Zamana ayak uydurmalıyız.

- 私たちは時流とともに進まなければならない。
- 私たちは時勢に遅れないようについていかなければならない。
- 私たちは時勢に遅れないようにしなければならない。
- 私たちは時勢に遅れずに付いていかなければならない。
- 私たちは時勢に遅れずについていかねばならない。
- 私たちは時勢に遅れずついていかなければならない。
- 我々は時勢に遅れずに付いて行かなければならない。

Biraz zamana ihtiyacım var.

私は少しの時間が必要です。

Ne zamana kadar kalıyorsun?

いつまでご滞在ですか。

Bu zamana kadar gelmeliydiler.

彼は今ごろはもう到着しているはずだ。

- Daha fazla zamana ihtiyacım var.
- Daha çok zamana ihtiyacım var.

- もっと時間が必要だ。
- もっと時間が欲しい。

O zamana dek... ...annelerine bağımlılar.

‎だが今はまだ母親が頼りだ

Geçen zamana göre uygun boyuttaydı.

‎時期もサイズも合う

Dükkân ne zamana kadar açık?

その店はいつまで開いていますか。

Bu zamana kadar geri dönmeliydi.

彼は今の時間には当然戻っているはずだ。

Ne zamana kadar Japonya'da kalacaksın?

いつまで日本にいるのですか。

Zamana ayak uydurmak kolay değil.

時代の流れについていくのは容易ではない。

Bu zamana kadar ne yaptın?

こんな時間まで何してたの?

Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.

- 食糧の蓄えはその時までは持たないだろう。
- 食料の蓄えはその時まで持たないだろう。

Zamana ayak uydurmak için gazeteler okumalısın.

時勢に遅れないように、新聞を読むべきです。

O zamana kadar ne işle meşguldü?

その時彼は何をたくらんでいたのか。

O zamana kadar biz televizyon izliyorduk.

その時まで、私はテレビを見ていました。

O zamana kadar gerçekten korkmuş hissetmedim.

その時になって初めて、私は本当に恐くなった。

Ne zamana kadar eczanen açık kalır?

薬局は何時まで開いていますか。

Yarın bu zamana kadar Paris'te olmalıyız.

明日の今ごろはパリにいるはずだ。

Yarın bu zamana kadar Londra'da olacağım.

明日の今ごろまでには、私はロンドンにいるでしょう。

O artık zamana karşı bir yarıştı.

今や時代との競争になった。

O zamana kadar hiç panda görmemiştim.

私は、その時まで、パンダを見たことはなかった。

Zamana ayak uydurmak için gazeteler okurum.

私は時流に遅れないように新聞を読む。

O zamana kadar durumun tehlikesini fark etmedim.

その時になって初めて私は危険な事態に気がついたのである。

O zamana kadar bütün dükkanları kapalı buldum.

すべての店がその時までに閉まっているのがわかった。

Onlar o zamana kadar on yıl evliler.

彼らはそのときには結婚してからもう10年たっていた。

Onun bu zamana kadar köye vardığından eminim.

彼女は今頃その村に着いていると思う。

Onu yapmak için Tom'un zamana ihtiyacı var.

トムにはそれをするための時間が必要ね。

Onu ikna etmek için zamana ihtiyacım vardı.

私は彼女を納得させるのに時間がかかった。

Onlar bu zamana kadar eve gelmiş olmalıdır.

彼らは今時分もう家に着いているころだ。

Zamana ayak uydurmak için yeni bir bilgisayar aldım.

時代に遅れないように新しいコンピューターを買った。

Yaşlı bir adamın zamana ayak uydurması oldukça zordur.

時代に遅れないようについていくのは老人にとってむしろ難しいことである。

O zamana kadar babam hiç yurt dışında bulunmadı.

その時まで父は外国に行ったことがなかった。

Yarın bu zamana kadar her şeyi düzenli istiyorum.

明日のこの時間までに、全てのものを整頓してをいてほしい。

Onun hakkında düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.

考える時間が必要です。

Evet, bu gezi, bu zamana kadarkilerin en güzeliydi.

この景色 もしかしたら一番好きかもしれない

Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.

私は時代に遅れないように、毎日新聞を読む。

En meşgul insanlar en fazla boş zamana sahiptirler.

最も忙しい人こそもっとも暇が多い。

Şimdi seninle konuşmak için biraz zamana ihtiyacım var.

今あなたに話すにはちょっと時間が必要です。

Zamana ayak uydurmak için kitaplar ve dergiler okurum.

私は時代に遅れないようにするため本や雑誌を読む。

Ve ölüm anını tam yumurtaların çatlayacağı zamana göre ayarlıyordu.

‎卵が‎孵化(ふか)‎するのを見届けると ‎命を閉じる

O zamana kadar yağmur durursa biz saat ikide başlayacağız.

それまでに雨が止めば、私たちは2時に出発する。

Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.

宿題を終わらせるのにもっと時間が欲しい。

O zamana kadar tamamlanırsa gelecek ay yeni evimize taşınacağız.

私たちは、それまでに完成していれば、来月新しい家に引っ越すつもりだ。

Bu programın ne zamana kadar devam edeceğini merak ediyorum.

この番組はいつまで続くのでしょう。

Umarım bu iyi hava o zamana kadar devam edecek.

このお天気がそれまで続くといいわね。

Yakın zamana kadar, ihtiyacımız olan şeylerin çoğu elle yapıldı.

- かなり最近になるまでは、私たちが必要とするものはほとんど手で作られていた。
- つい最近まで、私たちが必要とするものの大半は、手で作られていました。

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.

時間に縛られた社会では、時は線のように、つまり過去から現在を通って未来に向かって延びる1本の直線と見られている。

Ve o zamana kadar bu acımasız ortama ve soğuğa dayanabilmek.

それまで 厳しい寒さの中で生き延びろ

Kitabın yayınlanması yazarın doğum günü ile aynı zamana denk getirildi.

その書物の出版は著者の誕生日に合わせられた。

- Ancak o zaman gerçeği öğrendi.
- O zamana değin, gerçeği bilmiyordu.

その時初めて彼は本当の事を知った。

Hayatına tekrar başlayacak olsan, hayatında hangi zamana geri gitmek istersin?

もしもう一度人生をやり直せるとしたら、何歳に戻りたい?

Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.

ケーキが焦げたのは私の失敗です。電話で話していて、時間に気付かなかったのです。

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.

明日の夜から雨だから置き傘をしていこう。

- Ne yapacağıma karar vermeden önce enine boyuna düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- Ne yapacağımı belirlemeden önce etraflıca düşünmek için zamana ihtiyacım var.

私は行動の決断をする前によく考える時間が欲しい。

O zamana kadar, en iyi senaryoda, ömrümün yarısı bile geçmemiş olacak.

順調なら その時点で私は まだ人生を半分も生きていません

- Banka ne kadar geç saatlere kadar açık?
- Banka saat kaça kadar açık?
- Banka ne zamana kadar açık?
- Banka kaça kadar açık?

銀行は何時まで開いていますか。