Translation of "Yazmayı" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "Yazmayı" in a sentence and their japanese translations:

Yazmayı planladığın şiiri

お前の書こうとしている詩は

Mektubu yazmayı bitirdim.

手紙を書き終えました。

Okumayı yazmayı öğren.

我々は読み書きをならう。

Şiir yazmayı seviyorum.

詩を書くのが好きなんだ。

Konuşmamı yazmayı bitirmeliyim.

スピーチの原稿を仕上げないといけないんだ。

Bize yazmayı unutma.

私達に手紙を書くのを忘れないでください。

Bana yazmayı unutma.

- 手紙を書くのを忘れないでね。
- 私に手紙を書くのを忘れないで。

Dolmakalemle yazmayı severim.

万年筆で書くのが好きなんだ。

Mektup yazmayı henüz bitirdim.

ちょうど手紙を書き終えたところです。

Tezinizi yazmayı bitirdiniz mi?

論文を書き終えましたか。

Kompozisyonunu yazmayı bitirdin mi?

- 作文は書いてしまいましたか。
- 作文は書き終わりましたか?

Lütfen mektup yazmayı unutma.

手紙を書くのを決して忘れないようにしなさい。

Bir mektup yazmayı bitirdim.

私は手紙を書き終えた。

Sol elimle yazmayı denedim.

試しに左手で書いてみた。

Lütfen ona yazmayı unutma.

- 忘れずに手紙を書いてください。
- 彼女に手紙を書かなければならないことを覚えていてください。

Bana yazmayı ihmal etme.

- きっと手紙くださいね。
- 必ず手紙ちょうだい。

Ann, şiir yazmayı sever.

アンは詩を書くのが好きだ。

Tom şiir yazmayı sever.

トムは詩を書くのが好きなんだ。

O, mektubu yazmayı bitirdi.

彼女は手紙を一通書き終えました。

Patty Kanada'da arkadaşlarına yazmayı bitirdi.

パティはカナダに住んでいる友達への手紙を書き終えた。

Şiir yazmayı gerçekten çok seviyor.

彼女は詩を書くことがとても好きです。

Her hafta ona yazmayı hatırlar.

彼は、毎週彼女に忘れずに手紙を書きます。

İngilizce bir mektup yazmayı bitirdim.

私は英語で手紙を書き終えた。

Bugüne kadar ona yazmayı erteledim.

私は彼に手紙を書くのを今日まで延ばしておいた。

O, şiir yazmayı gerçekten sever.

彼女は詩を書くことがとても好きです。

Judy'ye bir mektup yazmayı planlıyorum.

わたしはジュディさんに手紙を書くつもりなの。

Ona yakında annesine yazmayı hatırlattı.

- 私は彼にすぐ母親に手紙を書くよう注意した。
- 私はかれにすぐに母親に手紙を書くように注意した。

Bilgisayar kullanmak için yazmayı öğrenmelisin.

コンピューターを使うには、タイプを覚えなくてはならない。

Mektubu yazmayı daha bitirmedin mi?

あなたはもう手紙を書き終えましたか。

Mektubu yazmayı ne zaman bitirdin?

- あなたはいつ手紙を書き終えましたか。
- 手紙はいつ書き終えたの?

Ne zaman raporu yazmayı bitirdin?

あなたはいつそのレポートを書き終えたのですか。

Öğleye kadar mektubu yazmayı bitirdim.

私は昼までに手紙を書き終えた。

Nereye gidersen git bana yazmayı unutma.

君がどこへ行っても、必ず僕に手紙を書いてくれ。

Bana iki satır yazmayı ihmal etmeyin.

短い手紙でもいいからきっと書いてね。

O, her gün annesine yazmayı başarır.

彼は毎日必ず母親に手紙を書く。

Okuldan sonra bir mektup yazmayı planlıyor.

彼女は放課後手紙を書くつもりです。

Romanları okumaktan daha çok yazmayı severim.

小説は読むより書く方が好きです。

Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

アンはちょうどレポートを書き終えたところだ。

Mektubuna cevap yazmayı unutmak benim ihmalkarlığımdı.

あなたの手紙に返事を書くのを忘れたのは私にとって不注意でした。

Yazmayı bırak ve kağıdını teslim et.

書くのをやめて、その答案を提出しなさい。

Tom, ergenlik çağındayken şiir yazmayı seviyordu.

トムはね、10代の頃詩を書くのが好きだったんだよ。

O her gün günlüğünü yazmayı prensip edinir.

彼は毎日、日記を付けることにしている。

- Raporu yazmayı bitirdim.
- Raporu daktilo etmeyi bitirdim.

私は報告書のタイプを終えました。

Londra'ya varır varmaz bize iki satır yazmayı unutma.

- ロンドンに着いたらすぐに、必ずお手紙を下さい。
- ロンドンに着いたらきっと一筆お便りくださいね。

"Makale hazır mı?" "Hayır, üzgünüm. Henüz yazmayı bitirmedim."

「論文できましたか」「いや、残念ですが、まだ書き終えていません」

Lütfen ben bu mektubu yazmayı bitirene kadar bekle.

- この手紙を書いてしまうまで待っていてください。
- この手紙を書き終えるまで待っていてください。

Çocukların televizyon yüzünden yazmayı ihmal etme eğilimi var.

テレビのおかげで子供達は本を読むことを怠りがちである。

En azından ayda bir defa anne babana yazmayı unutmamalısın.

少なくとも月に一度は両親に手紙を出すことを忘れてはならない。

Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş

それでも独学で読み書きを覚えて

Hélène görüp duyamadığı için, ne okumayı ne de yazmayı öğrenebilirdi.

ヘレンは見ることも聞くこともまったくできなかったので、彼女は読むことも話すことも学ぶことができませんでした。

- Kaybolma ihtimalinize karşı yönleri yazmayı düşündük.
- Kaybolursunuz diye yolları yazalım dedik.

君が迷子になるといけないので、地図を書こうと思った。

Tom'u aramamayı tercih etmem. Ona bir e-posta yazmayı tercih ederim.

トムに電話はしたくないな。どちらかと言えばメールを書きたいかな。

Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.

この手紙を書き終えたら、あの山の2マイルほど先の湖水にご案内しましょう。

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

彼が六歳のときタイプライターの使い方を学び、手で書くことを学ぶ必要などないと先生に言った。