Translation of "Uluslararası" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Uluslararası" in a sentence and their japanese translations:

Uluslararası ilişkilerde karar kıldı.

彼は国際関係論をやる事に決めた。

İngilizce uluslararası bir dildir.

英語は国際言語である。

Biz uluslararası olmak istiyoruz.

私達は国際人になりたいと思います。

İngilizce uluslararası bir dil oldu.

英語は国際語になった。

Narita'da uluslararası bir havalimanı var.

成田には国際空港がある。

Uluslararası durum önemli hâle geliyor.

国際情勢は重大になりつつある。

8 Ağustos, Uluslararası Kedi Günüdür.

8月8日は国際ネコの日です。

3 Aralık Uluslararası Engelliler Günüdür.

12月3日は国際障害者デーです。

Birleşmiş milletler uluslararası bir organizasyon.

国連は一つの国際的機能である。

Uluslararası New Tokyo Havaalanı Narita'da açıldı.

新東京国際空港が成田に開港した。

Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.

そのような国際協力が素晴らしい成果を挙げた。

Uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için silahlara başvurmamalıyız.

国際紛争解決のために武力に訴えてはならない。

İngilizcenin uluslararası bir dil olduğunu öğrendik.

私たちは英語が国際語であることを知った。

Tom Uluslararası Chopin Piyano Yarışması'nı kazandı.

トムはショパンコンクールで優勝した。

Uluslararası anlaşmazlıkları, barışçıl bir şekilde çözümlenmeli.

国家間の紛争は平和的に解決されなければならない。

Bu ay uluslararası bir fuarımız olacak.

今月は国際貿易見本市が開かれている。

Bu, uluslararası olduğu için altı dolar olacak.

海外向けなので6ドルになる。

IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) anlamına gelir.

IMFというのは国際通貨基金を表している。

Uluslararası aramaları kişiden kişiye yapmak en iyisidir.

指名通話で国際電話をかけるといいよ。

Uluslararası olmak isteyebilmemize rağmen hepimizin limitleri var.

国際人になりたいと思うかもしれませんが、私たちには、誰だって限界があります。

O bir ressam olarak uluslararası üne sahiptir.

彼女は国際的に著名な画家です。

İtalya icin uluslararası arama kodu 39'dur.

イタリアに電話をかけるための国際コードは39です。

Uluslararası konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.

彼女はその国際会議でボランティアの通訳として働いている。

- Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.
- İngiliz takımı, uluslararası futbol turnuvasında Brezilyalı takımı yendi.

英国チームは国際サッカートーナメントの試合でブラジルチームに勝った。

şimdi uluslararası organizasyonlar var ve buna benzer şeyler.

今では国際組織があります

Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı Brezilya takımını yendi.

英国チームは国際サッカートーナメントの試合でブラジルチームに勝った。

Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.

朝鮮は国際原子力委員会の査察を受け入れた。

Ben uluslararası finansta bir kariyer peşinde koşmayı planlıyorum.

国際金融で仕事を続けるつもりです。

60 yıldan uzun süren uluslararası çalışma bize gösterdi ki;

60年にも及ぶ 国際的な研究によると

Birkaç dakika içinde yeni Tokyo Uluslararası Havalimanına iniyor olacağız.

まもなく新東京国際空港に着陸します。

Her şeyi hesaba katarsak, uluslararası konferans bir başarı idi.

全体としてみればその国際会議は成功だった。

Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.

ある調査によると、今日では5人中3人が外交問題には無関心のようだ。

Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.

高い関税が国際貿易の障害となっている。

İngilizce her zaman uluslararası bir dil olarak kabul edilir.

英語は常に国際的言語と考えられてきた。

Liderliğin değişmesi uluslararası siyasi ekonomi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

指導部の交代は、国際政治経済に重要な影響を与える。

II. Dünya Savaşı'ndan sonraki uluslararası anlaşmazlıklar hakkında bir tez yazıyorum.

私は第二次世界大戦後の国際紛争についての論文を書いています。

Aşk tek başına başarılı bir uluslararası evlilik için yeterli değildir.

国際結婚は愛だけで成せるほど簡単ではない。

- Uluslararası Kadınlar Günü kutlu olsun!
- Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun!

- 国際女性の日おめでとう!
- 国際女性の日おめでとうございます!

İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.

こうした2国間の紛争は、国際法に従って解決されなければならない。

Bayanlar ve Baylar, şu anda Tokyo Uluslararası Havaalanı'na inmiş bulunmaktayız.

皆様、当機はただ今、東京国際空港に到着いたしました。

Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından bir inceleme yapılmasına izin verdi.

朝鮮は国際原子力委員会の査察を受け入れた。

Şimdi gelen otobüs, İç Hatlar Terminali 1 üzerinden Uluslararası Terminale gidiyor.

ただ今到着のバスは、国内線第1ターミナル経由、国際線ターミナル行きです。

Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.

この若さで国際大会で優勝するなんて、まさに前途洋洋ですね。

Uluslararası satışlarımız büyümeye, Toyo Computer adını dünya çapında iş dünyasına getirmeye devam ediyor.

海外との取引は増加しており、東洋コンピューターの名前は世界に広まりつつあります。

Hanson, uluslararası ekonomik gelişmelerin 17. yüzyılda büyük emek göçlerine yol açtığını söylediğinde hatalıdır.

17世紀に国際経済論の発展が労働力の大移動を導いたとハンセンが述べているが、これは誤りである。

İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır.

英語は明らかに、最も簡単であると同時に最も効率の良い国際コミュニケーションの手段です。

Uluslararası bir ticaret yasağı, o ülkenin ekonomisi için bardağı taşıran son damla olabilir.

国際貿易禁止令がその国の経済にとって最後の頼みでしょう。

Japonya görünüşte içe dönük ve yetersiz uluslararası yapıya sahip olduğundan dolayı sık sık eleştirilmektedir.

日本人はものの見方が内向的であるとか、国際性が不十分であると言って非難されることが多い。

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.

バラック・オバマは、国際的な核兵器禁止を目指しているが、すべての戦争に対して否定的なのではない。

Bana gelince, uluslararası klas bir insan olmaya çabalamak yerine açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.

私自身についていえば、クールな国際人になるより、心を開いた地球人でありたいのです。