Translation of "Telefona" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Telefona" in a sentence and their japanese translations:

Tom telefona gelemez.

トムは電話に出ることができません。

Lütfen telefona cevap ver.

- 電話に出てください。
- 済みません、電話に出て下さい。
- すみませんが電話に出てください。

Onu telefona çağırır mısınız?

彼を電話口にお呼びいただけませんか。

Telefona cevap ver lütfen.

電話に出てください。

Bay Tanaka telefona istendiniz.

田中さん、電話ですよ。

Bay Yamada telefona isteniyorsunuz.

山田さんお電話です。

Telefona cevap ver, lütfen?

電話に出てちょうだい。

Birisi telefona cevap verebilir mi?

だれか、電話出て。

- Telefona cevap ver.
- Telefonu cevapla.

電話にでなさい。

Hiç kimse telefona cevap vermedi.

誰も電話に出なかった。

Lütfen Bayan Suzuki'yi telefona alın.

鈴木さんを電話に呼び出してください。

Grace yukarıdaki dahili telefona gider.

グレースは階上の内線電話のところへ行く。

Telefona cevap vermek için ayağa kalktı.

彼女は電話に出るために立ち上がった。

Telefona cevap vermek istersen, evde kal.

電話に出られるように家にいなさい。

Eğer biraz beklerseniz, Jane'i telefona alacağım.

少し待ってくれたら、ジェーンを電話に出させます。

Dört civarında telefona cevap verebileceğini düşünüyorum.

彼女は4時頃なら電話に出られると思います。

Bir dakika lütfen. Onu telefona çağıracağım.

彼に代わりますので少々お待ち下さい。

Ağır yaralı olmasına rağmen telefona ulaşmayı başardı.

彼は重傷を負っていたけれども、何とか電話までたどりつくことができた。

O, telefona cevap vermediği için uyuyor olmalı.

電話に出なかったので、彼は眠っていたに違いない。

Telefona cevap vermek için işine ara verdi.

彼は仕事を中断して電話に出た。

Yaklaşık 4.00 sularında onun telefona cevap verebileceğini düşünüyorum.

彼女は4時頃なら電話に出られると思います。

O, zilin çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.

ベルが鳴るのを聞くとすぐに彼女は電話にでた。

O, zil çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.

ベルが鳴るのを聞くとすぐに彼女は電話にでた。

Affedersin ama benim için telefona cevap verir misin?

ごめん、代わりに電話出てくれないかな?

Tom telefona cevap vermeden önce her zaman arayanın kimliğini kontrol eder.

- トムは電話に出る前にいつも発信元の電話番号を確認している。
- トムは電話を取る前にいつも発信元の番号を確認する。

Onunla iletişim kurmaya çalıştığımda Pamela evde olmalıydı fakat telefona cevap vermedi.

私が電話したときパメラは家にいたに違いないのに、電話に出なかった。

O, telefona yanıt vermedi, bu nedenle ona bir e-posta gönderdim.

電話には出なかったからメールしておきました。

O, telefona cevap vermedi, bu yüzden ona bir e-posta bıraktım.

電話には出なかったからメールしておきました。

O telefona cevap vermedi, bu yüzden ona bir e-posta gönderdim.

電話には出なかったからメールしておきました。

Birkaç defa Bay Yamada'nın evini aradım fakat hiç kimse telefona cevap vermedi.

山田さんの家に何度か電話したけれども、誰も出なかった。