Translation of "Randevu" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Randevu" in a sentence and their japanese translations:

İşte, randevu kartınız.

はい、こちらが予約カードです。

Ondan bir randevu al.

彼と面会する約束をとる。

Bu bir randevu mu?

これってデートなの?

Ondan bir randevu istedim.

私は彼女をデートに誘った。

- Danışmadan başka bir randevu alın.
- Resepsiyondan bir randevu daha al.

次の予約の日を受付で決めてください。

Ben de sıfır randevu icat ettim.

そこで考案したのが 「ゼロデート」です

Dr Beyaz'la sadece randevu ile görüşebilirsiniz.

ホワイト博士とは前もって約束した上でなければ面会できない。

Siz onu randevu ile ziyaret etmelisiniz.

約束してから彼を訪問すべきだ。

Temizlik için bir randevu almak istiyorum.

歯のクリーニングの予約をお願いします。

Yakında buluşmak için bir randevu verdik.

じきにまた会う約束をした。

Dr. King'ten bir randevu almak istiyorum.

キング先生の診察の予約をしたいのですが。

Ben öbür gün için bir randevu istiyorum.

明後日のアポイントを取りたいのですが。

Doktordan muayene için bir randevu almak istiyorum.

診察の予約をしたいのですが。

Doktora görünmek için saat dörde randevu aldım.

4時に医者に診てもらう予約をした。

Bir randevu için geç kalmak can sıkıcı.

デートに遅れるのがはずかしいです。

Sıfır randevu bir içecek ve bir saat demek.

これは1時間そして1ドリンクで

Nancy ile bir randevu almada nasıl başarılı olabilirim?

どうすれば、ナンシーとデートすることに成功できるでしょうか。

Mümkün olan kısa sürede bir randevu almaya çalışın.

できるだけ早く予約をとるようにしなさい。

Üç yaşındaki oğlum için bir randevu almak istiyorum.

3歳の息子の診察の予約をお願いします。

Saat yedide onu görmek için bir randevu aldım.

私は彼と7時に会う約束をした。

Oğluma florür tedavileri için bir randevu almak istiyorum.

息子の歯のフッソ塗布の予約をお願いします。

"Hesabı bölelim." "Öyle düşünmüyorum. Bu randevu senin fikrindi."

「割り勘にしましょう。」「そうは思いません。このデートはあなたが誘ったのだから。」

Ben bir randevu istedim ama o bana zaman ayırmadı.

アポを取ろうとしたが、彼は時間をくれなかった。

Doğruyu söylemek gerekirse, ben bizim randevu ile ilgili her şeyi unutmuştum.

実を言うと、約束をすっかり忘れていたのです。

İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.

この件についてさらに話し合うためにお越し頂く日時を決めて下さい。